(R.SAV. bu gerçeğe dayanarak, “Ey ümmetim, inşaallah mahşerde sizleri rabbimden dileyeceğim, affınızı isteyeceğim ve rabbimin vaadi var, duamı, isteğimi kabul edecek ve cehennemde bir tek ümmetim kalmayacak. En son ümmetimi cehennemden çıkarmadan cennete girmeyeceğim” buyurması, duasının kabul edileceğine dair ulu Allah’ın R.SAV.e vaadindendir.)

Ebuleheb’in oğlu kafir Uteybe, Kabe’de R.SAV.e hakaretinden sonra R.SAV.in bedduasına uğramış, o andan itibaren tavuktan korkar olmuştu. Çünkü o da biliyor ve görüyordu ki, R.SAV.in duası mutlaka kabuldü ve yerini buluyordu. Şaşkın bir yaşayış içinde kedilerden bile korkar hale geldi. Bu ilahi korku Uteybe zalimini yemeden içmeden, uykudan kesti. Şam’a büyük bir ticaret kervanı düzenledi. Allah’ın onu gideceği yere sevk ettiğinden habersizdir. Havran denilen yerde kervan konakladı. Uteybe haini başına dört nöbetçi dikti. Gece ulu Allah nöbetçilere derin bir uyku verdi. Hepsi uyudular. Ulu Allah bir aslana emretmiş olmalı ki, kükreye kükreye bütün uyuyanları geçen aslan Uteybe’yi bulunca parça parça etti. Bu olayı gece uyananlar seyretti. Hatta birisi aslanın kervandaki gece uyuyanları nasıl kokladığını ve Uteybe’yi bulduğunu ibretle sabahleyin anlattı. Aslan hiçkimseye zarar vermedi, ama R.SAV.e zulmeden Uteybe’yi lokma lokma parçaladı. İbreti alem için ulu allah bu zalimi bir aslanına parçalattı ve daha dünyada iken zalimin cezasını verdi. Darısı zalimlere olsun.

İbni Şihab zalimi:

Bu kafir, zalim kişi Uhud savaşında R.SAV.i öldürmek üzere yemin ediyor. R.SAV.i öldürmek için fırsat kolluyordu. Harbin en çetin anında İslam ordusu zaafa düşünce bunu fırsat bilen Şihab zalimi koruma altında olan R.SAV.i korumaların arasından sızıp R.SAV.in mübarek başına kılıncını vuruyor. R.SAV.in başında madeni mihver var. Ama R.SAV.in mübarek başı yarılıyor. Kanlar akıyor. Bildirildiğine göre cenabı hak R.SAV.e “Ey habibim, senin kanını arza yere haram kıldım. Kanının düştüğü yerde ot bitirmem” şeklinde bir vaadi ilahi olduğu söylenir. Cebrail yetişiyor ve R.SAV.in kanının yeryüzüne değmesini önlüyor. Bu sırada kendisini öldürmek isteyen bu Şiyab hainine beddua ediyor. “Yarabbi, bu zalimi yılına eriştirme” diyor. Gerçekten olayın senesi dolmadan bu zalim bir kayalıktan geçerken benekli bir yılan bunun üzerine atlıyor ve boynundan ısırıyor. Bu zalimi zehirliyor. Bu kafir kişi son derece ızdırap içerisinde sürünerek çığlıklar atarak geberiyor.

İbni Kamia zalimi:

R.SAV.i bu adam boynundan yaralamıştı. R.SAV.in bedduasının hışmına uğradı. Kendi davarları vardı. Sürünün arasından geçerken bir koç Kamia zalimine hücum etti. Boynuzu ile karnını deşti ve onu gebertti.

Amir B. Tufeyl kafiri:

Bu hain Biri Maune hadisesinde irşada giden 70 hafıza pusu kurarak onları şehiden katlettirdi. Bu kafirin vücudunda ulu Allah hayvan gözü gibi korkunç görünümlü göz çıbanları çıkardı. Vücudu çürüdü, etleri döküldü. Bir deri bir kemik kaldı. Öldürün beni diye bağırıyor, acılar içinde kıvranıyordu. Kimse yanına yanaşamıyorddu. Nihayet bu zalim de 70 Kuran hafızının katili idi. Sürüne sürüne can verdi.

Hüsrevi Perviz, İran Şehin Şahı, melun bir zalimdir:

R.SAV. efendimiz Hicretten sonra o zaman mevcut komşu devlet reislerine elçiler göndererek İslam esaslarını içeren mektuplarla onları ve milletlerini dini İslam’a davet görevini yapıyordu. Rum kralı Costantine, Mısır Kralı Mukavkısa, Habeş Kralı Necasiye ve İran Kralı Hüsrev’e elçiler göndermişti. Bunlardan bazıları İslamiyeti tetkik ederek kabul etti. Necasi, Habeş Kralı gibi bazıları düşünelim dedi. Rum kayseri kralı, hatta iman etmişti. Melekleri, çevresi, razı olmadı. İran Şahı Perviz ise çok gururlu, kibirli kendini beğenmiş, halkına zulmeden bir zalimdi. R.Sav.in İslama davet elçisini öldürdü ve gönderilen nameyi, mektubu 25 parçaya böldü, yani yırttı. Paramparça etti. Küstah bir melun olan Perviz’in tarihi bilgilere göre uzun zaman çocuğu olmamış, sonunda veliaht olacak olan bir çocuğu doğdu. Günlerce şenlik yapıldı. Çocuğun adını Şireveyn, koydular. Bu çocuk el bebek gül bebek ihtimamla büyütüldü. Büyüdü, her istediğini anında yapan, yaramaz, şımarık, haylaz, sarhoş birisi oldu. Neticede; İran Kralı, R.SAV.in elçisini öldüren ve mektubunu 25 parçaya ayıran Perviz’e R.SAV. yarabbi senin adının yazılı olduğu nameyi parçalayan bu zalimi ve mülkünü parça parça et, buyurdular. O andan itibaren Perviz’in kalbine bir korku düştü. Her an kendini ölüyorum sanıyordu. Günlerden bir gün el bebek gül bebek büyüttüğü ve gözü gibi koruduğu öz oğlu serhoş bir vaziyette tahtında oturan babasının yanına geldi. Yeter artık senin hükümdarlığın dedi. Hiçbir sebep yokken. babasını hançeri ile 25 yerinden bıçakladı. Kral Perviz kanlar içinde yere yığıldı. Babası neden, neden yaptın bunu diye haykırarak can verdi. Oğlu ise sen ölmeden ben tahta geçmem diye bağırıyordu.

R.SAV.in elçisini şehit eden namesini 25 parçaya ayıran, R.SAV.e hakaretler yağdıran bu zalim, öz oğlu tarafından rezil bir şekilde katledildi. Zalim zulmünün cezasını gördü.

Azılı Türk düşmanı, Yunan Kralı zalim Aleksandros’un acıklı sonla can verişi:

Birinci Cihan savaşı sonunda Osmanlı İmparatorluğu çökmüş, müstevlilere mağlup olmuş, melun ve mesum Sevr anlaşması ile bir avuç Türk yurdu Anadolu, İzmir, Ege, Yunanlılara, İstanbul İngilizlere, Güneydoğu Fransız ve İtalyanlar trafından işgal edilmiş, Ruslar Kars-Ardahan, düşmanlar tarafından paylaşılmış, Türklere şimdilik göstermelik olarak İç Anadolu’da 6–7 vilayet (Çorum, Yozgat, Çankırı gibi) bırakılmıştı.

(SÜRECEK)