4.Örnek: Firavun
M.Ö. Mısır krallarına firavun denirdi. Bunlar kendilerini Allah kabul eder, halkı kendilerine taptırırlardı. Ulu Allah bu batıllığı düzeltmek için Mısır’a Hz. Musa’yı peygamber gönderdi. Tahmini M.Ö. 6000 yılı. Mısır’da iki ırk var. Millet biri Kıpti, birisi Sıpti. Kıptiler Mısır’ın yerli halkı, Sıbtiler İsrailoğulları idi. İsrailoğulları Kıptilerin, Firavun halkının kölesi. Bunlar çalışır, Kıptiler yerdi. Hz. Allah İsrailoğullarını (Hz. Musa’nın kavmi) Mısır’dan çıkarıp Filistin’e götürmek üzere Hz. Musa A.S.i görevlendirmiştir. Müneccimler Firavuna Hz. Musa’nın doğacağını ve tacını tahtını yıkacağını kehanet yolu ile haber verdiler. Bu yüzden Firavun Sıptilerden 800 bin çocuğu öldürmüştü. Yüce Allah neticede Hz. Musa’yı firavunun sarayında büyüttü, besledi ve firavunun karşısına dikti. Çetin mücadelelerden sonra Hz. Musa İsrailoğullarını Mısır’dan çıkardı. Ama firavun bütün çalışanlarını, kölelerini, kullarını kaybediyordu. Hz. Musa’nın (ordusu ile) peşine düştü. Kızıldeniz’de arkalarından yetişti. Hz. Musa yüce Allah’a dua etti. Deniz ikiye bölündü. Ortası yol oldu. İsrailoğlulları ile Musa A.S. karşıya geçtiler. Peşlerinden firavun orusu ile yarılan denizden açılan yola girdiler ve Allah’ın emri ile deniz bitişiverdi. Firavun ve binlerce askeri Kızıldeniz’de boğuldular.
Bakara suresi 50. ayetinde bu olay anlatılır.
Yüce Allah cc. buyurur;
Biz Azimüşşan Hz. Musa ve kavmine zulmeden Firavunu Kızıldeniz’de suda boğduk. Musa ve kavmini onun zulmünden kurtardık. Zalimler asla felah, kurtuluş bulmaz.
Zalimlerin acı sonlarına, ölümlerine 5. örnek; Kabe’yi yıkmaya gelen fil ordusunun komutanı Ebrehe’nin korkunç ölümü. M.S. 570-571 peygamberimizin doğum yıllarından az önce o zaman Suudi, Arap, Yemen, Umman, Afrika’daki Habeşistan, Etopya krallığına bağlı Ebrehe Eleşhem adındaki zalim kişi de Habeş’in Yemen Valisi ve Hıristiyan putperest Arap halkını Hıristiyanlaştırmak için Yemen’in başkenti Sana’ya tuğlaları altın ve gümüşten Kulleys adında bir kilise (dillere destan) yaptırıyor. Kabeyi yıkıp burayı kabeleştirmek ve Hac gelirlerine sahip olmak istiyor. Bu amaçla Kabeyi yıkmaya karar veriyor. Fillerden kurulu büyük bir ordu ile mekke’ye yürüyor.
O zaman Mekke Valisi R.SAV.in dedesi Abdulmuttalip... Mekke’ye yaklaşınca Abdulmuttalip’e haber salıyor. 200 tane deveni alırım. Mekke’nin anahtarlarını teslim et. Kabeyi yıkacağım, diyor. Abdulmuttalip bana develerimi ver, Kabenin sahibi Allah’tır. Onu o korur. Git te yık bakalım yıkabiliyor musun, diyor.
Ebrehe fil ordusu ile Kabeye yürüyor. Ulu Allah Ebabil kuşlarını ayaklarında cehennemde pişmiş nohut büyüklüğünde kızgın taşları taşıyorlar. Ebrehe’nin askerlerinin üzerine salıyor. Kuşlar askerlere ayaklarında taşıdıkları kızgın taşları salıyorlar. Askerlerin beyninden giren cehennem taşlar ayaklarından çıkıyor ve askerleri elektrik çarpmış gibi kömüre çeviriyor. Kabe’nin yakınları Ebrehe’nin askerlerinin ve fillerin yanmış cesetleri ile doluyor. Yaralı ve sakat kalan askerler uzun zaman etleri çürüyerek can veriyorlar.
Kur’an’ın 105. suresi ve devamlı namaz suresi olarak namazda okuduğumuz Elemtere Fil suresi bu olayı anlatmaktadır ve Ebrehe korkunç acılar içinde kıvranarak sürüne sürüne ölüyor.
Ey Muhammed SAV. Kabe’yi yıkmaya gelen fil eshabını Ebrehe’yi ne hale getirdi görmedin mi, duymadın mı.
Onların kötü planlarını boşa çıkarmadım.
Onların üzerlerine ebabil kuşlarını salmadım.
O kuşlar o askerlere pişmiş kızgın tuğlada yapılmış taşlar atıyorlardı.
Böylece ulu Allah o zalimleri yenmiş, çiğnenmiş, ezilmiş buğday tarlasına çeviriverdi. Allah zalimleri böyle cezalandırır.
Bu olayı Mekke halkı Abdulmuttalip hepsi gördüler. R.SAV. bu sene doğdular. Peygamberimiz bu olayı ayetlerle haber vererek bu olayı gören yaşlılardan çoğu iman ettiler.
6.Örnek: R.SAV.e fiili ve sözlü hakaret eden ve R.SAV.in bedduasına uğrayan bazı zalimlerin korkunç ölüm halleri...
R.SAV.i yolundan çevirmek için onu engelleme hareketlerinin en korkuncu Hz. Muhammed SAV’i ortadan kaldırmak için suikastler, canına kıymak için kurulan tuzaklardır.
Bunlardan birisi Hz. Muhammed SAV.in amcası olan Ebu Leheb, karısı ve oğlu Uteybe B. Ebileheb’tir. Bu zat, resulullah SAV.e her fırsatta hakaret eden, onun canına kasteden bir zalimdir.
Kur’an’ın son surelerinden olan 110. suresi Tebbet suresi bu zalimler hakkında indirilmiştir. Bu hain kişi gece gündüz Hz. Muhammed SAV.i gece gündüz takip eder ona tuzaklar kurar. Gece karanlıkta yollarına dikenli çalılar döşer. Çukurlar kazar. Taşlar atarak hakaret ederdi. Ebuleheb karısı da buna iştirak ederlerdi.
Bir gün Hz. Muhammed Kabe’de Kur’an okurlarken (Necim suresini okuyorlardı) Uteybe kafiri, Resulullaha sözlü hakaretlere başladı. Haşa, ben senin rabbini inkar ediyorum. Hadi bana ne yaparsa yapsın, gibi inkarcı sözler ediyordu ve Rasulullaha hücum edip üstünü başını, elbisesini yırtıyordu. Efendimizin yüzüne tükürdü. R.SAV. buna tahammül ediyor. Allah’tan emir gelmeden bir hareket yapamıyor, sabrediyordu. Nihayet R.SAV. Allah cc. hazretlerinden aldığı müsaade ile bu haine “seni Allah’a havale ediyorum. Allah sana bir itini musallat etsin ve onun elinde can ver” dedi. Ayetlerle sabittir ki yüce Allah, R.SAV.in duasını kabul eder ve asla geri çevirmez ve reddetmezdi.
(SÜRECEK)