Otomobillerden, uzay araçlarına, akıllı diş fırçalarına, çocuk oyuncaklarına, akıllı telefonlara, televizyon ve bilgisayarlarımıza kadar yaşamımızın hemen her alanına giren yongalardan bahsedeceğiz. 

Türkiye yonga olayının neresinde? Çağdaş yaşamın vazgeçilmezleri arasında yer alan, insan yaşamını kolaylaştıran bu müthiş teknolojinin ham maddesi nedir? Nerede üretilmekte? Pazara kimler sahip? Kimlerin tekelinde?

Mikroçip, bilgisayar yongası, bütünleşik devre ve yarı iletkenler veya entegre, Türkçe ’deki adıyla yonga olarak da isimler alabilir. Mercimek tanesi büyüklüğündeki işlemci içine milyonlarca bilgiyi yüklemek olasıdır.

İlk üretildiğinde 1960’lı yıllarda yonga bir oda büyüklüğündeydi. Kamyonla taşınıyordu, şimdi aynı kapasitedeki bilgiyi metal 5 kuruş büyüklüğünde yongalara sığdırmak mümkün.

Bugün yonga teknolojisinde ölçü birimi olarak bir metrenin milyonda biri anlamına gelen mikron yerine, metrenin milyarda biri anlamına gelen nanometre birimi kullanılmakta.

Tübitak’ın (Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırmalar Kurumu) verilerine göre; “Günümüzde üretilen yongalar 5 nanometre boyunda; bir başka ifadeyle, bir saç telinden 20.000 kat daha küçük.”

Dünyada tasarımcı firma çok, fakat bunu gerçeğe dönüştürüp uygulama alanına sokan firma sayısı oldukça az sayıda.

Emperyalizmin topla, tüfekle savaş yapma olasılığı olmadığı yerde, teknoloji savaşları devreye giriyor. Yonga hammaddesi, üretimi ve dağıtımının da bir teknolojik ve stratejik savaş ürünü olduğunu unutmayalım.

Aslında dünyanın büyük güçleri, devleri yonga savaşını başlattılar bile. Yonga savaşlarında Çin kuşatıldı. Çin ise yonga üretiminde kullanılan germanyum ve galyum gibi stratejik ürünleri vermeme kararı aldı. Zira bu ürünlerin yüzde 80’ni Çin elinde bulunduruyor. Japonyo Devleti kendi ülkesindeki yonga üreten bir özel sektör firmasının tesislerini satın aldı. “Bu iş özel sektöre bırakılmayacak kadar önemli” diyor.

Yonga (çip) üretiminin başını ABD çekiyor. Yonga üreten İntel firması sadece Almanya’ya 35 milyar dolar yonga üretimi yatırımı yaptı. Avrupa Birliği ülkelerinin toplamda yonga üretimi için yaptığı yatırım 80 milyar doları geçiyor. İsrail tek başına 23 milyar dolar yatırım yaptı. Yonga üretiminin büyük bölümü Asya’ya kaymış durumda. Tayvan şirketi TSMC’nin yatırımı 76 milyar dolara yakın. Güney Kore’nin Samsung’u ise 66 milyar dolar düzeyinde. ABD’nin İntel’i 63 milyar dolarken, diğer ABD’li 6 şirketin toplam yatırımı 212 milyar doları buluyor.

Artık yongalara dünyanın akıl kutuları diyebiliriz. Ya biz cumhuriyetin 100. Yılında bu olağanüstü teknolojinin neresindeyiz? Kısaca hiçbir yerinde diyebiliriz. Tayvan TSMC firması, Güney Kore’deki Samsung, ABD İntel, IBM firmaları 5 nanometre düzeyinde yongalar üretirken. Hatta toplu üretimler için 3 nanometre teknolojisini planlarken, Türkiye henüz Gebze’deki tesislerinde 250 nanometre teknolojisi düzeyinde.

Aselsan ve TUBİTAK geçtiğimiz yıllarda en fazla 65 nanometre düzeyinde ÇAKIL adında bir yonga tasarladı, fakat üretimini yine Tayvan’da yaptırdığını sanıyorum.

TUBİTAK, Katar (Hamad Bin Halife Üniversitesi)  arasında Gebze’de üretilmesi hedeflenen teknoloji henüz 65 nanometre düzeyinde. Üretime geçtiğinde çoğu ihtiyacımızı karşılasa bile çok çok yetersiz. Özellikle savunma sanayiin ana malzemesi niteliğindeki yongaları üretemiyorsanız, üretenlerin oyuncağı konumunda olduğunuzu unutmamak gerekir.

Emin Çapa’nın açıkladığına göre; “Son yirmi yılda, ODTÜ dünyada 85.inci Sıradan, 801.nci Sıraya; İTÜ 150.nci Sıradan 850.nci, Boğaziçi 137.nci sıradan 650.nci sıraya düşmüştür”

Üniversitesi özerk olmayan ülkenin bilimde yarışı hayalden öte bir şey değildir. Günümüzde Yongalar(çipler) dünyanın beynidir. Yonganız yoksa ya da üretemiyorsanız beyinsizsiniz demektir. Ne deyim Allah herkese akıl, beyin versin!