Cennet yurdumuzun dört bir yanı doyumsuz güzelliklere sahip bir doğa harikası...
Denizi, yaylaları, ormanları, şelaleleri, tarihî dokusu, her mevsimi farklı güzellikte bir ülke...
Denizin hemen üzerinde, gökyüzünün biraz altında iki mavi arasında bitmeyen umutlar, hayaller...
Yaşam hayaller, umutlar ile herkese nefes aldırıyor.
Manzarası tavan olup son nefesini vermek için nefes alanlar, akşam evine ekmek götürmek için nefes alanlar, market market gezerek farklı fiyatlar karşısında aile bütçesine katkı sağlamak için nefes alanlar, nefes aldıkça para kazananlar...
Kış yaklaştıkça ağırlaşan sorunlar her geçen gün kendini hissettiriyor.
Eylül ayında başlayan konfeksiyon zamları ile gıda maddelerinden temizlik malzemelerine, inşaat malzemelerinden beyaz eşyalara kadar aklınıza ne geliyorsa sağanak gibi yağan zamlarla yaşamak bir sanat oldu.
Toplumun her kesimi gıda maddeleri-temizlik malzemeleri-konfeksiyon-ayakkabı gibi zorunlu ihtiyaç masrafları karşısında bir yudum suda boğuluyor.
Önlenemeyen zamlara "dur" diyen yok.
Denetim yok.
Bin TL yüz TL oldu.
Türkiye seçim atmosferine girdi
Her ayın ilk günleri enflasyon rakamları açıklanıyor.
Enflasyon rakamlarının açıklanması piyasalardaki pahalılığı azaltmıyor.
Emekli-dul ve yetimleri, memur-işçi, esnaf-sanayici-üretici toplumun her kesimi artarak devam eden kira-doğal gaz-elektrik-vergi-ısınma giderleri-okul masrafları ile sarsılıyor.
Ege-Akdeniz bölgelerinde yaşayanların kış mevsimindeki ısınma giderleri, İç Anadolu-Doğu Anadolu bölgeleri başta olmak üzere diğer bölgelerde yaşayanların ısınma giderleri, kıyafet giderleri aynı olmuyor.
Kasım-Aralık-Ocak-Şubat aylarında zor ama çok zor günler yaşanacak.
Bir bir yıkılan hayaller, eriyen umutlar, büyüyen sağlık sorunları...