Tüm halkımızın yeni yılını kutlayarak, 2024 yılında yaşanmış bazı çarpıcı oluşumları bir hatırlatmak istedim.

Kürt sorunu:

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 1 Ekim 2024'te yapılan TBMM'nin açılışında, DEM Parti sıralarıyla tokalaşması…

Ardından PKK liderinin tecridinin kaldırılmasını istemesi ve akabinde TBMM'de DEM Parti grup toplantısında konuşma yapsın demesi…

Ve de verilen izinle DEM Parti vekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder'den oluşan iki kişilik heyetin, 28 Aralık Cumartesi günü İmralı’da Abdullah Öcalan ile görüşmesi…

Yani bu olgularla yeni bir açılım sinyalinin verilmesi, Türkiye için 2025 yılının en önemli konusu olacak gibidir.

*     *     *

Narin Güran olayı…

Galiba bize bir Komiser Kolombo lazım.

Yani geçmiş yıllarda TV’de yayınlanan bir dizinin kahramanı olan Kolombo…

Sürekli giydiği buruşuk pardösüsüyle, yapışkan davranışıyla ve de sakarlıklarıyla perdelediği keskin zekâsıyla en karanlık cinayetleri aydınlatan bir Kolombo lazım.

Çünkü kadın cinayetlerinin rutin hale geldiği ülkemizde:

Yaz boyunca, Diyarbakır’dan gelen korkunç bir cinayet haberiyle sarsıldı Türkiye.         Evet, 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesi sarstı Türkiye’yi.

Hepimiz bir film izler gibi takip ettik bu davayı. Hepimiz her gün haber bültenlerinde gelişmeleri izledik. Ama bu bir film değildi. Bu, gerçek bir trajedi ve bir çocuğun hayatına kıyılmış bir hikâyeydi.

Özellikle kapalı toplumların yaşadığı bir dramdı bu hikâye…

Davanın sonunda; anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran ve amca Salim Güran’a ağırlaştırılmış müebbet, diğer suç ortağı Nevzat Bahtiyar’a ise 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi.      

Evet, yargı en ağır cezaları verdi. Ama katil şudur denilemedi. Cinayetin gizlenen nedeni açıklanamadı. Bu nedenlerle toplum vicdanı tatmin edilemedi.

*     *     *

Ve bir hukuk garabeti… 

Yani TİP Milletvekili Can Atalay olayı…

Anayasa Mahkemesi (AYM), cezaevindeki Hatay TİP Milletvekili Can Atalay için verdiği hak ihlali kararıyla, mecliste yemin ederek yasama faaliyetlerine başlamasının önün açmıştı.

Ama ilgili mahkeme AYM’nin bu kararını uygulamadı.

İşte bu durum, zaten çok tartışılır olan Türkiye hukuk sistemine, gölge düşüren çok çarpıcı bir olgu olmuştur.

Özellikle de Anayasa’nın açık hükmüne rağmen AYM kararının uygulanmaması, Türkiye’nin bir hukuk devleti olarak gidişinde çok problemli bir durum yaratmıştır.

*     *     *

Gazze ve soykırım…

193 üyeli Birleşmiş Milletlerin (BM), 57 üyeli İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) ve 22 üyeli Arap Dünyasının seyrettiği ya da aciz kaldığı bir soykırım…

7 Ekim 2023’ten bugüne, Siyonist İsrail tarafından tam 454 gündür karadan, havadan, denizden bombalanan…

Elektriği, suyu, yiyeceği ve sığınacak yeri olmayan…

Ve de ölü sayısının çoğu çocuk ve kadın olmak üzere bugün için 50 bini, yaralı sayısının 100 bini aştığı Gazze’de, İsrail’in Filistin halkına yaşattığı bir soykırımdır bu.

Bir diğer ifadeyle, Hazreti İsa’nın doğumundan 2024 yıl sonra onun ırkından gelenlerin yani İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırımdır bu.

Ve bugün dünya halklarının vicdanında, Gazze halkının yanında küresel bir dayanışmayı tetikleyen bir soykırımdır bu.

*     *     *

Ve de Suriye…

Yani 911 km. lik sınırıyla oluşacak her türlü gelişmelerin, Türkiye’yi çok, hem de çok yakından ilgilendireceği Suriye…

Çünkü 13 yıldır süren bir iç savaşla Esad rejiminin 11 gün içinde çökmesi, Suriye’de yepyeni bir durum yaratmıştır.

Ve de Suriye’de 2025 yılına, tam 53 yıl süren baba Esat ve oğlu Esat yönetiminin devrilmesiyle, henüz belirli olmayan siyasi bir iklimin gölgesinde girilmiştir.

Ama Suriye’de yaşanan depremin ve bunun tetiklediği ucu açık gelişmelerin, Türkiye’nin iç politika dinamiklerinde nasıl bir etki yaratacağı, önümüzdeki dönemin en önemli sorularından biri olacaktır.

*     *     *

Ve Ortadoğu…

Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) adım adım uygulandığı, haritanın yeniden çizildiği Ortadoğu…

Ve bu yeni sınırların 2025 yılında biraz daha belirgin olacağı Ortadoğu…

İşte 2025 yılına böyle bir siyasal iklimde girilmiştir.