Kürt, Türk, Sevr, Lozan sözcüklerini sık kullandığımız, tartışır olduğumuz bir sürece girdik. Oysa ülkede tam bir demokrasi olsaydı hiç bunları tartışmayacaktık.

Uygarlıkta yarışı tartışacaktık. Sevgi, barış, kardeşlik konuşacaktık. Nezaket olacaktı, özgürlük olacaktı, ekonomi rayında yürüyecek, dünya sözde değil gerçekten bizi kıskanacaktı. Mozambik, Zimbabve… ülkeleri ile boy ölçüşen değil, İngiltere, Almanya, Fransa…gibi ülkelerle yarışıyor olacaktık.

Her şeyin başı demokrasi, demokrasin yoksa hiçbir şeyin yok.

Güdüksün.

Tam demokrasi olsaydı, dün falanca ilimizde, falanca komutan yurttaşa .ok yediremezdi. Yedirirse hesabı sorulurdu. PKK diye bir örgüt te yaşama ortamı bulamazdı.

Herkes ana dilinde türkü söyleyecek, şarkı dinleyecekmiş, halay çekecekmiş söylesin, dinlesin dünya batmaz. Bu tür konular tek bizde yok, bakalım uygar ülkeler, demokrasi içinde bu tür sorunları nasıl çözmüş, bir bakalım uygar uluslara.

Demokrasi ve barış olmayınca, kan, gözyaşı sıkıntı olur. Analar ağlar, babalar kahrolur.

***

Dün miting meydanlarına yağlı urgan atanlar, bugün “PKK’nın kurucu önderi Apo’ya özgürlük” diyerek Kürt ve Türk halkının sorunlarını çözecek.

Daha dün sahte kasetlerle muhalefeti terörist gösterip, terörle işbirliği yaptı yayınları ile seçim kazananlar, şimdi o öcüye demokratik haklarını verecekmiş. Demokrasi öncüsü oluverdiler. Aynı demokratik zihniyet Selahattin Demirtaş’ı hiç suçu yokken sekiz yıldır Edirne’ye kilitledi. AİHM kararlarını tanımıyor. Ekrem İmamoğlu’nun 31 yıllık diplomasını elinden aldı. Silivri’ye kilitledi. Yetmedi hem DEM’li, hem CHP’li belediyelere kayyum üstüne kayyum atıyor.

İktidarın ortağı kim? HÜDA PAR, ne istiyor? “Anayasanın ilk dört maddesi değişsin, Şeriat hukukuna dayalı Kürdistan kurulsun”

Bu blok yeni anayasa yapıp, Kürt ve Türk halkının sorunlarını çözecek!

***

Sevr Antlaşması’na göre, Türklere Anadolu’nun bu günkü yüzölçümünün dörtte biri bile kalmıyor. 200 bin kilometrekarenin altında bir toprak parçası kalıyor. Lozan Antlaşması sonrasında, Türkiye’nin yüzölçümü 783 bin kilometrekarenin üstüne çıkıyor. Lozan’ı tanımayan dünyada tek ülke ABD.

İngiltere’nin ünlü Başbakanı Winston Churchill hatıralarında, “Lozan Antlaşması, Sevr Antlaşması’yla yapılmak istenenin tam tersini gerçekleştirmiştir. Türklere kendi barış koşullarını dayatmak ve Türk Ulusu’nu tahrip etmek isteyen büyük devletler, şimdi Türklere boyun eğmek durumunda kalmışlardır” diyor.

“Lozan hezimettir ve keşke Yunan galip gelseydi” diyenlerle, ABD Lozan’a karşı.

***

Konuyu değerli gazeteci Bekir Çoşkun’un bir yazısı ile bağlarsak. “Dolmuş şoförü trafik polisini görünce, içerideki belki otuz kişiye “Herkes yatsın” dedi...

Yattılar...

Polis kapıyı açınca domalmış yolculara baktı, “kalkın” dedi...

Kalktılar...

Kimisi Türk, kimisi Kürt’tü”

***

Kürt, Türk, Sevr, Lozan tartışaduralım. Demokrasi dışı yöntemleri doruğa çıkaranlarla Büyük Ortadoğu (BOP) mimarları, ABD yolu çevirmiş. Dolmuş şoförü “yatıııın” diye bağırıyor. Yolcular domalmış kimisi Türk, kimisi Kürt…