TRT (Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu) 61 yaşına girmiş…

Ne umutlarla kuruldu, nerelere geldi, bundan sonra nereye gideceği belli değil.

İlk Genel Müdür Adnan Öztrak..

Tek kanallı günlerini, Haber Dairesi Başkanı Doğan Kasaroğlu dönemini hatırlıyorum…

“Tarafsız”, “kamu yararı” gözeten, “eğitici”, yani halk eğitimine katkı sağlayan tek kanallı TRT’nin şu andaki kanal sayısını, bu kurumda çalışanlar bile bilmeyebilirler.

Dünyanın 7 kıtasına kanal ve platformlarıyla yayın gerçekleştiren TRT, TRT World, TRT Arabi gibi uluslararası televizyon kanallarıyla; TRT Russian, TRT Deutsch, TRT Français, TRT Balkan, TRT İspanyolca, TRT Afrika ve TRT Farsça dijital haber platformlarıyla, “uluslararası etki” vizyonunu güçlü bir şekilde dünyaya duyuruyormuş.

TRT ana kanalı ise Saray’ın himaye ve emrinde bir yayın politikası izliyor.

Oysa izlemek zorunda değil..

TRT’nin 23 yıldır “Sahibinin Sesi” gibi davranması, bu yayınları tarafsızlıktan uzaklaştırması, Saray’da görevli danışmanların çizdiği yolda devam etmesi çok ama çok yanlış ise de bunun dışına çıkması, yani BBC’nin yarısı kadar olması mümkün değil…

Oysa TRT halkın vergileri ile yaşamını sürdürüyor.

Hem de ne yaşam…

Üst yöneticiler “krallar” gibi…

Genel müdürün yanına yaklaşana aşk olsun..

TRT, 23 yıldır tarafsız habercilik konusunda nal topluyor…

Muhalif seslere yer vermek, muhalif parti ve liderlerinin sesini bu kanal veya kanallarda duymak imkansız…

Tarafsızlık” mı dediniz, ne mümkün…

TRT’nin habercilik serüvenine bakarsanız, ANAP dışında ülkede hiçbir parti yok sanırsınız.

Sayın Erdoğan dışında, muhalif liderleri bir gün TRT ekranında görürseniz, inanın ki CNN ve BBC gibi TV’lerde yayınlar kesilir ve TRT’nin kendisi ilk sırada haber olur.

Habercilikte doğru haber, tarafsız haber, yandaş olmayan haber yapmak çok ama çoooook zordur…

Emir-komuta zincirine sadakat gösterip “tahşiş”li haberler yayınlamak varken, BBC gibi tarafsız-yansız olmaya ne gerek var?…