PISA 2022 sonuçları 5 Aralık 2023 günü açıklandı. Türkiye 38 OECD ülkesi içinde 32’nci sırada yer aldı. Çok az bir puan artışı olsa da yine sınıfta kaldık diyebiliriz.

Bu nedenle konuya bir kez daha bakmak gerekti.

PISA, “Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programının kısa adıdır. Türkiye’nin de kurucuları arasında bulunduğu, kısa adı OECD olan “Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü” tarafından 1997'de geliştirilmiştir.

Dünyanın en kapsamlı eğitim kalitesini ölçen bir araştırma projesidir. 15 yaş grubu öğrencilerin bilgi ve becerilerinin değerlendirmesini yapar.       

Matematik, Fen Bilimleri ve Okuma becerileri alanlarında ölçü yapılır. Amaç, günümüz bilgi toplumunda bu bilgi ve becerileri kullanabilme yeteneğini ölçmektir.

Sorular, uluslararası bir konsorsiyum tarafından hazırlanır. Ve de öğrenciler ülke coğrafyasının tamamını ve ülkenin sosyolojik haritasını temsil edecek ölçüde rastgele seçilir.

***

Sınavlar 2000 yılından itibaren uygulanmıştır.

Üçer yıllık dönemler halinde uygulanan PISA projesine Türkiye, 2003 yılından itibaren her sınava en az 5 bin öğrenciyle katılmıştır.

2000'de 32 ülkeden 265 bin,  2003'te 41 ülkeden 275 bin,

2006'da 57 ülkeden 400 bin, 2009'da 65 ülkeden 475 bin,

2012'de 65 ülkeden 510 bin, 2015'de 72 ülkeden 540 bin,

2018’de 79 ülkeden 600 bin öğrenciyle yapılmıştır bu sınavlar,

2021’de yapılması gereken sınav COVİD-19 salgını nedeniyle yapılamamış,  2022’de 81 ülkeden 600 bini aşkın öğrenciyle yapılmıştır.

Türkiye 2022 sınavına 7 bin 250 öğrenciyle katılmıştır.  Ama sonuç yine gerilerde olmuştur. Nitekim 38 üyesi bulunan OECD ülkeleri içinde son sıralarda yer alınmıştır.

Özet olarak, ülkemiz eğitim sisteminin başarısızlığı bir kez daha tescillenmiştir.

Yani eğitim süresi 12 yıla çıkarılmış da olsa; bugüne kadar özel kurslarla, etütlerle, dershanelerle desteklenmiş de olsa; global bir sınavda sınıfta kalınmıştır diyebiliriz.

Ve 1 milyon öğretmen sayısını 2 milyona da çıkarsak, bu sistemin bugünkü yapısıyla ıslah olamayacağı artık bir gerçek olmuştur.

***

Aslında bu başarısızlık, toplumsal kültür seviyemizin de bir göstergesi olmuştur.

 Kütüphaneler Haftası nedeniyle yapılan bir araştırmaya göre bir Japon’un yılda ortalama 25, bir İsviçreli’nin 10, bir Fransız’ın 7, bir Türk’ün ise 10 yılda 1 kitap okuduğu

Ve yine düzenli kitap okuma oranının Japonya'da % 14, Amerika'da % 12, İngiltere ve Fransa'da % 21 iken Türkiye'de binde l olduğu

Zaten gazete okumayan bir toplum olduğumuz gibi, 66 milyonluk Fransa'da bir kitap en az 100 bin basılırken, 85 milyonluk Türkiye'de en çok 3 bin basıldığı

Özet olarak böyle bir kültürel seviyemizde, okuma özürlü oluşumuzun da göstergesi olmuştur PISA sınavları.

İşte böyle bir kültürel ve eğitim haritası olan ülkemizde, çok ciddi ve çok öncelikli bir “eğitim reformu” kaçınılmaz olmuştur.

Ancak bugüne kadar reform adı altında yapılan tüm değişimlerin, siyasal iradeyle düzenlenir oluşu hep kuşkuyla karşılanmıştır. Özellikle cumhuriyet değerleri ve laik eğitim tasfiye ediliyor gibi bir görüntü yaratılmıştır.

Nitekim (4+4+4) sistemi de, katsayı sorunu da böyle yansımıştır.

Eğitimin asıl elemanı olan öğretmenin ve de öğretmen kuruluşlarının, eğitim üzerinde oluşturdukları düşünce ve projelere ise asla iltifat edilmemiştir.

***

İşte bugün, eğitim sistemine ve eğitim kurumlarına baktığımızda görülüyor ki:

-Okulların, siyasetin ve inanç gruplarının arka bahçesi olarak görüldüğü...

-Okulların, öğrenmenin çekim alanı olmaktan çıktığı...

-Ezberlemenin öğrenme, ezberletmenin öğretme sanıldığı

Ve eğitimin, alınır-satılır bir ticari sektöre dönüştürüldüğü ülkemizde PISA sınav sonuçları, böyle bir eğitim haritasının doğal bir göstergesi olmuştur.

Ve yine PISA sonuçları:

-Sorgulayıcı ve çözümleyici bir yöntemin geliştirilmediği

-Din ağırlıklı İmam Hatip okullarıyla kültür ağırlıklı genel okulların çarpıştırıldığı

-Giderek lümpen, maganda ağırlıklı bir gençliğin yetiştirildiği

Ve de eğitim sisteminin ilkel ideolojik dayatma ve kuşatma altında tutulduğu bir toplumda, eğitim sisteminin sonucunun bir göstergesi olmuştur.

***

İşte bu nedenlerle öncelik, eğitimin bu görüntüden kurtarılmasıdır.

Bilmeliyiz ki, PISA sonuçları katılımcı ülkelere eğitim sistemini yeniden değerlendirmesi, yeniden yapılandırması için bir mesaj anlamındadır.

Ama galiba asıl sorun, bu mesajın alınıp alınmadığıdır; eğitimcilerin iradesine başvurup, çağdaş bir eğitim reformunun önünün açılıp açılmayacağıdır.