CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TV100 ekranında 'Haftanın Panaroması' isimli programda Uğur Dündar'a konuk oldu. Program sırasında Kemal Kılıçdaroğlu'nun kapısının önüne giderek paramiliter (yarı askeri bir yapılanma ve gönüllülerden oluşan silahlandırılmış kişiler ve örgüt) bir kuruluş olmakla ve seçim güvenliğini tehlikeye sokacak girişimlerde bulunmakla suçladığı SADAT'ın reklamı yayınlandı. Demokrasi güçleri tarafından bu olay bir tehdit olarak algılandı ve tepkilere neden oldu.

Olay sonrası TV100 Genel Yayın Yönetmeni Alican Değer bir açıklama yaparak “Servisimizin siyasi bilgi eksikliği” dedi.

Kılıçdaroğlu ise SADAT’ın bu çıkışına “Az kalmış aklınızı alırım” diyerek en sert tepkiyi gösterdi. Demokratik ülkelerde SADAT tipi örgütler yaşam hakkı bulamaz. Türkiye’nin güvenliğini sağlayacak ordusu da vardır, polisi de. SADAT kim oluyor? Yedi düvele karşı Ulusal Kurtuluş Savaşı vermiş bir ülkeyiz, o en zor ve çetin koşullarda SADAT mı vardı? SADAT iktidar lehine toplumda korku iklimi yaratıp seçim güvenliğini tehlikeye sokmak niyeti taşımaktadır. Bir dönem iktidar yanında olan Sedat Peker açıklamıştı; “O gün korku iklimi yaratmamız gerekiyordu” demiştir.

İktidar açıktan demokrasi güçlerine el ense çekiyor. Ne kadar korkarsanız o kadar üstünüze gelirler. Aynı el enseyi İstanbul Büyükşehir Belediyesinde de çektiler. Sayın Kılıçdaroğlu’nun “Cehennemin kapılarını açarsın” ve Sayın İmamoğlu’nun “Gök kubbeyi başınıza yıkarız” söyleminden sonra yerlerine oturdular. Tarihte demokrasi güçleri hiçbir demokratik zaferi kaçarak kazanmamışlardır. Demokratik tüm kazanımlar diz çökerek değil, haklı ve hukuksal zeminde dik durarak kazanılır.

SADAT’ı Türkiye’de 28 Şubat 2012’de, emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi kurdu. Kurucusu Saray’ın güvenlik danışmanlığını da yaptı. Yönetim kurulu başkanı ise oğlu Melih Tanrıverdi. ASDER ve ASSAM SADAT’ın sivil kolları olarak biliniyor. Adnan Tanrıverdi imzalı anayasa taslağı, 28 Aralık 2011’de TBMM’ye gönderilmişti. Rejim değişikliğini hedeflemekte, Mehdi’nin gelişinin koşullarını hazırlamakta olan SADAT, başkenti İstanbul olan bir İslam Ülkeleri Konfederasyonu kurma hedefini 2019’da ilan etmişti.

Türkiye’de Siyasi gözlemciler SADAT’ın denetlenmediğini, hatta 15 Temmuz sonrasında “TSK’nın yapılandırılmasında önemli roller oynadığını” belirtiyorlar. MİT eski müsteşar yardımcısı Cevat Öneş, Birgün Gazetesi’ne verdiği bir röportajda, dış bağlantıları göz önüne alınca “Savaş suçu niteliği taşıyan bazı fiillerde SADAT izinin bulunduğu” iddiasındadır.

Kılıçdaroğlu SADAT’ın kapısına dayanınca AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, grup toplantısında yaptığı konuşmada, “uzaktan yakından SADAT’la alakam yok” demişti. Fakat arşiv bilgileri öyle demiyor. SADAT'ın kurucusu Adnan Tanrıverdi, 2016’da Erdoğan'ın başdanışmanıdır. 2020 yılında istifa etmiştir. 2018 yılında Erdoğan başkanlığında yapılan “Güvenlik Zirvesi” toplantısına katılmış, o toplantıda aynı masada fotoğrafları da vardır.

İlk seçimlerde iktidar el değiştirecek, demokrasi güçleri geliyor. Her türlü terör örgütü kuşku yok ki hesap verecek. 6’lı masa bileşenleri bu tip paramiliter örgütlere karşı ortak birlikte tavır koymalı. Hep birlikte gerekirse Adalet Bakanlığı kapısına gitmeliler. Anayasasında ”laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti” yazan bir ülkede rejimi değiştirmeye aday Paramiliter terör örgütü SAD AT’ın ne işi var?