Çorum denilince insanın aklına ilk gelen leblebisidir.
Sonra tuğlası, kiremidi, yemekleri, düğünleri…
Ve çalışkan insanlarıdır.

İlçeleri de başlı başına ayrı özellikler ve güzellikleri içinde barındırır, saymakla bitmez.
Bilmediğimiz, gizli kalmış özellikler de anlatıldıkça ortaya çıkmaktadır ve ancak kaleme alındığında zamanı geldikçe gün yüzüne çıkmaktadır.

Aşağıda anlatılacak gerçekler de bunlardan bir tanesidir.

Arşivi karıştırdığımda gördüm ve şaşırmadım da değil.

Hikâyemizin geçtiği yer: Ankara, Bahçelievler Mahallesi.
Tarih: 1970.
Bir ekmek fırını…

Hikâyemizin baş aktörü: fırında çalışan 16 yaşındaki Ömer Acar.

Ömer Acar, her gün mahalle fırınından ekmek alan Feride Hanım için bir adet tuzsuz ekmek ayırır.
Sürekli aynı fırından alışveriş yapan Feride Hanım, Ömer’in çalışkanlığını, dostluğunu ve sevecenliğini görünce ona bir yakınlık duyar ve bu yakınlık arkadaşlığa dönüşür.

Sohbetleri sırasında Ömer’in okula gitmediğini öğrenince üzülen Feride Hanım, “Sen iyi bir çocuksun. Seni konservatuvara alalım,” der.

Ancak konservatuvara kayıt için ilkokuldan yeni mezun olmak gerekmektedir.
Ömer de, “Ben hiç okul yüzü görmedim, hem de yaşım geçti. Ama kardeşim Alâeddin İlkokulu bitirmek üzere... Onu alın,” der.

Hemen köyünü arayarak fikrini ailesiyle paylaşır. Ailesi konu hakkında bilgisi olmadığından köyün okul müdüründen destek isterler.

Başpınar Köyü’nün ilkokul müdürü Yusuf Şanal, Köy Enstitüsü mezunu olup ileri görüşlü, aydın bir öğretmen ve idarecidir. Hasanoğlan’da öğrenim gördüğü yıllarda birçok programa katılmış, bunlar içerisinde opera ve bale izlemiş olduğundan bilgi sahibidir. Öğrencisi Alâeddin’in konservatuvara gitmesi fikrini olumlu bulur ve destekler.

Alâeddin’in ailesine yatılı okulun nimetlerinden ve sonunda memur olacağından bahsederek aileyi ikna eder.
Ailesi, Alâeddin’in yatılı bir okulda kalacağını, okulun imkânlarını ve mezun olduktan sonra devlet memuru olacağını öğrenince teklifi kabul eder ve Ankara’ya haber yollar.

Ailesinden gelen olumlu haberi Ömer Acar, Feride Hanım’a söyleyince sevinen Feride Hanım, Ankara Konservatuvarı’nda ritmik jimnastik hocası olan yakın arkadaşı Neriman Bejan’a bilgi verir.

Neriman Bejan Hanım, Alâeddin’in konservatuvara kaydının yapılmasını sağlar.
Çorum Başpınar Köyü’nden Alâeddin böylece konservatuvara kaydını yaptırır.

Alâeddin, ailesinin onayıyla artık konservatuvar öğrencisidir. Böylelikle okulun bitmesiyle bir iş sahibi olacaktır.

Alâeddin, abisi Ömer Acar sayesinde, her gün bir ekmek ayırdığı Feride Hanım’ın çabalarıyla okulu bitirince artık devlet memuru olabilecek ve ekmeğini kazanabilecekti.

Alâeddin, konservatuvarda öğrencisi olarak eğitimine başlamıştır, tatillerde köyüne gittiğinde herkesin meraklı bakışları ve sorularıyla karşılaşır.
Köylüler, baletin ne olduğunu ve ne iş yapacağını öğrenmek için durmadan sorular sorar. Alâeddin de dili döndüğünce anlatmaya çalışıp köylülerinin merakını gidermeye çalışırdı. Ancak balet hakkında bilgisi olanlar bu işe pek hoş bakmazlardı.

Alâeddin, hem balenin ne olduğundan hem de okulun özelliklerinden bahsediyordu. Yatak, yemek, harçlık ve diğer olanakları anlattıktan sonra okulu bitirir bitirmez devlet kapısındaki garanti işten de söz ediyordu.

Alâeddin’in anlattıklarını herkes hevesle ve imrenerek dinlerdi.

Bir sene geçmiştir. İlkokul Müdürü Yusuf Şanal, oğlu Erdoğan’ı konservatuvara kaydettirir.
Gençlerin konservatuvarı (Musiki Muallim Mektebi) överek anlatmaları sonucu Erdoğan’ın kardeşi Ertan ve halaoğlu, teyze oğulları da konservatuvara kaydolurlar.

Hikâyenin başlangıcına sebep olan ve kendi eğitiminin eksikliğinden konservatuvara gidemeyen Ömer Acar, oğlunu yazdırır.

Bir ekmek ayırma ile başlayan hikâyemiz sonucunda konservatuvar, balet ihtiyacını sürekli olarak tamamlama memnuniyetini yaşamaktadır.
Alâeddin’le başlayan bu serüvende, 40 yılda Çorum Osmancık Başpınar Köyü’nden 12 balet yetişmiştir ki 1998 yılında turneye çıktıklarında köylerinden gurur içinde geçerler.

Çorum Osmancık Başpınar Köyü’nden konservatuvar eğitimini tamamlayan gençlerden Erdoğan Şanal, Mersin Operası’nın (Türkiye’nin 4. Operası) kurucu müdürü ve Samsun Operası’nın (Türkiye’nin 6. Operası) kuruluşunda görev alır.
Erdoğan’ın kardeşi Ertan Şanal ise Mersin’de baş koreograflığa atanır.

Ve hikâyenin sonunda Çorum Osmancık Başpınar Köyü’nden üçüncü kuşak baletler konservatuvara girmiştir.

KAYNAK1)https://www.corumhaber.net/baletler-koyu

2)https://www.corumhaber.net/osmancik-baletler-koyu-baspinar

3)baspinarhttps://www.klasiknotlari.com/tr/341/Corum_daki_Baletler_Koyu.html