Türk ekonomisini “ışıl ışıl” bakışlarıyla yönetmeye çalışan Hazine ve Maliye Bakanını Nebati’yi inanın çok özleyeceğiz.

Çünkü 14 Mayıs’tan sonra onu ne TV ekranlarında, ne de gazetelerde pek göremeyeceğiz.

Belki “Bir zamanların “Hazine bakanı” diye anılabilir.

Ekonominizi “bakışlarıyla” idare eden bakan diye…

Geçenlerde yine bir tv ekranına çıkmış..

Ama son sıralarda yer alan bir yandaş kanala..

Yani, “üçüncü mahalli lig”de yayın yapan bir kanala.

Demiş ki özetle

–“ Paramız değerli. Hatta çok değerli. Paramızın değerini daha aşağı indirip ihracatı arttırmalıyız. İhracat arttıkça dış açık kapanır. Ekonomimiz düzlüğe çıkar”

“Hooooop” derler adama…

“TL’nin değeri nedir? Ne kadar değerli? Daha nerelere insin?”

Sorarlar adama:

“Senin paran kaç para?”

Biliyoruz ki dolar 19 TL’ye dayandı.

Euro, 20-21’lerde…

TL Nerede?

Bir dolar ve Euro ile üç-dört simit veya iki ekmek alabiliyorsun.

Peki, bir lira ile ne alabilirsin?

Tedavülde olan nikel paralarla hiçbir şey alamaz hale gelmişsin.

Nikel paralar, iade yani para üstü olarak dahi bir değer ifade etmiyor.

Peki bu TL daha nereye kadar insin, bir bildiğin varsa söyle…

TL nasıl çok değerli oldu?

Nikel paraları “altın tozuna mı” batırdın, bilelim…

27 Mayıs 1960 ihtilalinden sonra, Ankara Hukuk Fakültesinin bodrum katında, Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Fakültesi açılmıştı. Daha sonra fakülte Beş Evler’e taşındı…

O yıllarda Ekonomiye Giriş Dersimize, aynı zamanda Siyasal Bilgiler Fakültesinde ders veren rahmetli Sadun Aren geliyordu.

Prof. Dr. Sadun Aren, sıkı bir hocaydı ve ekonomi alanında öne çıkan bilim adamlarının başında geliyordu.

1965’lerde TİP’ten milletvekili seçilince de, kendisiyle Mecliste sık sık görüşürdük.

Notu çok değerliydi…

10 üzerinden 7 alan “parlak öğrenci” sayılırdı.

Hiç unutmam…

Yıl sonuna doğru yaptığı konuşmada öğrencilere, yani bizlere şöyle bir tavsiyede bulundu:

“Ekonomi dersini sevmeyenler olabilir. Zaten notu kırık olanlar sevmiyor gibiler. Tavsiyem, hayatta her şey ekonomi değildir. Sevmeyen ve başarılı olamayan arkadaşlarıma sosyal konularda kariyer yapmalarını tavsiye ederim. Fakültelerde boşuna zaman kaybedip ekonomik alanda başarılı olacaklarını sanmasınlar. Öğrenmek için önce sevmek gerek”

Merak bu ya…

Eğer Hazine ve Maliye Bakanı o dönemde Aren hocamızın öğrencisi olsaydı…

Ekonomiye giriş dersinden ne not alırdı?

Düşünmeye değer…

Rahmetli Aren, bugünleri yaşasa ve görseydi ne derdi?

“Ah ya Rabbim, Türkiye bugünleri de mi görecekti?”

der miydi?

Bilemem…

Ben ise şöyle diyorum:

“Millet olarak biz bu kadarını hak etmiyoruz. 85 milyonun kaderini kimlere bıraktın ey Rabbim?…