Gaziantep’e ait bir deyimdir.
“Yardım etmek durumu daha söz halinde iken,
Yardım isteyenlerin hazırlanması”
Anlamına gelmektedir.
Şu güzelim ülkenin,
Şu güzelim insanların daha düne kadar;
“Kendin pişir, kendin ye.”
Psikolojisinden,
İçinden çıkılmaz hale gelmesi çok üzücü.
Dün Eskişehir yolu üzerindeki tarlalara bir göz attım.
Çok üzücü bir durumdalar.
Bazı yerlerde tarlalar susuzluktan kurumak üzere,
Bazı yerler sararmış,
Bazı yerlerde ise buğday ya da ay çiçeği aralıklarla bitmiş.
Biz bu tarlalardan beklenti içindeyiz.
Adeta bizi kurtaracak bu tarlalar.
Olanaksız.
Bunlara “bel bağlamışız”.
Ama biz hâlâ gösteriş ve şatafattan taviz vermiyoruz.
Şaka gibi yani.
İnsanları da böyle avutuyoruz.
İnsanları gelecekteki hayallerle oyalıyoruz.
Zor durumdayız abi!
Ülkemizin borcu “diz boyu”.
Neredeyse alacaklılar kapımıza dayanmış.
Ülkemizin dışındaki ülkelerin borcu yok mu diye sorabilirsiniz.
Ama bizimki başka.
Bizimki başka boyutlarda.
İster inanın ister inanmayın….
Ama marketlere yüksek zamlar nedeniyle yaklaşamıyoruz.
Herkes yaz mevsimini bekliyor.
Aslında gelecek bir şey yok.
Olanı da bitmek üzere.
Ne demek Türkiye başka ülkelerden;
Ayçiçek yağı,
Buğday,
Nohut,
Fasulye,
Mercimek satın alacak.
Bunun hayali bile olanaksız olmasına rağmen,
Maalesef, bugün gerçek.
Devletin elinde nakit olsa,
Sanırım köylüyü finanse eder.
Ama kanım odur ki, olsa da dışardan ithal etmeyi yeğ tutar.
Halimiz ne olacak böyle?
25.05.2022 - Ankara