BAŞARININ DEĞERLEMESİ
Çalışma yaşamı içeresinde başarının değerlemesi her zaman var olmuştur. İlkel işletmelerden çok uluslu ve kurumsallaşmış şirketlere kadar çalışanlar, başarılı eylemlerinin karşılığını bir şekilde almışlardır.
Herhangi bir işletmede, bir bireyin başarımları diğer çalışma arkadaşları ve yöneticileri tarafından her an yargılanmaktadır. Zaten çalışanlar için diğerlerinden farklı başarımlarda bulunma duygusu, insan doğasının gereğidir. Farklılıkların yaratılması, başarımların ortaya çıkması, görünür olduğu sürece hem diğer çalışanlar arasında etki yaratacak hem de yöneticiler nezdinde takdir konusu edilecektir. Bu bakımdan, çalışanlar için başarımda bulunmanın temel koşulu “fark edilebilmek” olacaktır. Bazı zamanlarda diğer çalışanlardan farklı bir başarım sağlamak, eşitler arasındaki dengeye kıskançlık, duygusunu ortaya çıkarsa da
• “onun gibi olmak”,
• “onun gibi başarmak”
• ”onun gibi kazanabilmek” motivasyonu daima öne geçerek çalışanlar arasında başarım odaklaması yaratacaktır.
Yöneticiler açısından ise durum biraz daha karmaşık olabilmektedir. Çünkü bireylerin başarımını sağlamakla sorumlu oldukları kadar, bu başarımın sonucunda dengeleri koruyacak tedbirleri almak ve bunu ödüllendirmek de yöneticinin görevleri arasındadır.
Yönetimler ve yöneticiler için başarımın değerlenmesindeki olası temel kriterler şunlar olabilir:
• Dinamik bir çevre içeresinde başarımın sonucu olan kaynakların doğru ve adil dağıtımı,
• Başarım sonucuna ulaşan personelin doğru bir biçimde ödüllendirilmesi,
• Çalışanlara hedef ve amaçların doğru belirtilmesi ve başarım odaklı isteklendirme tedbirlerini uygulayabilmek,
• Çalışma grupları içeresindeki dengeleri dikkate alan bir yapılanma ile adil ve şeffaf bir yönetimi sergilemek
• Çalışanlara başarımları için gerekli olacak ortam ve sistemleri hazırlamak ve onlara rehberlik etme
Yukarıda yer alan hususlar dikkate alınarak icra edilecek bir –yapılanma- değerleme sistemleri için elzem olacaktır. O halde: değerleme sistemlerine:
“Stratejik, Taktik planlama, Güdüleme (isteklendirme),İletişim, Eşitlik, Yüksek başarım” için gereksinim duyulur diyebiliriz.
Her yönetici sürekli olarak günlük değerlendirmede bulunur. Ancak rasyonel ve derinlemesine bir değerlemeyi garanti edebilmek için daha kurumsal ve sistematik eylem ve yaklaşımlara ihtiyaç vardır.
Sonuç olarak değerleme salt düşünme veya empati yapmanın ötesinde doğru yapılanmış bir eylem planına sahip sistematik ve bilimsel temelli modellerle yapılabilir. Bu gerçeklilikten hareketle başarımın artması da kaçınılmaz olacaktır.