Son zamanlarda ülke gündemini meşgul eden olaylara baktığımda aklıma aşağıdaki öykü geldi. İsterseniz birlikte okuyup yorumlayalım.
Türkiye ile Japonya arasındaki ilişkileri geliştirmek isteyen yetkililer, uzun araştırmalar sonunda, iki ülke arasında kürek yarışı düzenlenmesine karar verdiler. Hemen hazırlıklara başlandı ve gerekli personelin atamaları yapıldı.
Beklenen gün geldiğinde her iki ekip de başlama çizgisindeki yerlerini almıştı. Japonların takımında 8 kişi kürek çekiyor, 1 kişi dümencilik yapıyordu. Türk takımında ise 2 kişi kürek çekerken, 3 müdür, 3 şef, 1 de dümenci vardı. Her iki takım da çok iddialıydı ve yarışı kazanmak istiyordu.
Başlama işareti ile birlikte her iki takım da atağa geçti. Japon takımında sessizlik hâkimken, Türk takımında hararetli bir çaba göze çarpıyordu. Müdürlerin yüksek sesle verdiği emirler üzerine şeflere anında harekete geçip hemen dümenci ve kürekçilerle bağlantı kurarak emirlerin acilen uygulanmasını sağlıyorlardı. Yarışın sonu geldiğinde Japon ekibinin Türk ekibine bir kilometre fark attığı görüldü.
Yarışın bu denli farklı kaybedilmesi Türk yetkilileri çok sarsmış, aynı zamanda da öfkelendirmişti. Hemen bu hezimetin nedeninin bulunması için soruşturma başlattılar. Bu amaçla kurulan 16 kişilik komisyon, yaptığı araştırmalar, analizler ve uzun çalışmalar sonucu bir rapor hazırlayarak ilgili birimlere sundu. Rapora göre başarısızlığın nedeni yönetim sorunuydu. Kayıkta 3 müdürün olması otorite boşluğu meydana getirmiş, yarış bu yüzden kaybedilmişti. Boşluğu doldurmak ve müdürler arası uyumu sağlamak amacıyla kayığa 1 genel müdür atandı. Ancak bu kez kayıktaki kişi sayısı artmıştı ve 1 kişinin azaltılması gerekiyordu. Bu nedenle kürekçi sayısı 1 e indirildi. Artık yeni yarış için her şey hazırdı.
Yarış günü geldiğinde ekiplerin yapılanmasının şöyle olduğu görüldü: Japon takımında 8 kişi kürek çekiyor, 1 kişi dümencilik yapıyordu. Türk takımında ise, 1 genel müdür, 3 müdür, 3 şef, 1 dümenci, 1 de kürekçi vardı. Yarış tamamlandığında bu kez Japonlar Türk ekibine en az iki kilometre fark atmıştı.
Mağlubiyeti hazmedemeyen ve iyice tepesi atan Türk yöneticiler yenilginin nedenlerini bulabilmek için hemen harekete geçerek toplantı üstüne toplantı yaptılar. Önce havanın aşırı sıcak olması, rüzgârın ters yönden esmesi vb. mazeretlerin arkasına saklanmaya çalıştılar ama mızrağın çuvala sığmadığı ortadaydı ve kamuoyunu tatmin edecek bir şeylerin yapılması gerekiyordu. Bu amaçla yarışın kaybedilmesinden sorumlu tutulan kürekçi kovularak cezalandırıldı. Ayrıca kürek şubesinin tamamiyle kapatılması kararlaştırıldı. Açıkta kalan müdürler ve diğer personele sorunun çözümüne olan katkılarından dolayı ikramiye verilerek, kano bölümünün uluslararası yarışlara hazırlanabilmesi için bu bölüme “uzman” statüsü altında terfi ettirilerek atamaları yapıldı.
Kano yarışları komitesi yaptığı ilk toplantıda Japonlarla en kısa zamanda bir karşılaşma daha yapılmasını ve bu amaçla 24 kişilik bir komisyon kurulmasını kararlaştırdı. Bu kez Japonların hiç şansı yoktu.
YORUM SİZLERİN..!
DÜŞÜNEN SÖZLER:
Dünyada başarı kazanmanın iki yolu vardır: Ya kendi aklından yahut da başkalarının akılsızlığından faydalanmaktır. La Bruyere
Çözümde görev almayanlar problemin bir parçası olurlar. Goethe
Bahane kıl gibidir, herkeste bulunur; ama çare akıl gibidir, az kişide bulunur. Lao Tzu
Beyin bir donanımdır, herkeste vardır; akıl bir yazılımdır, herkeste yoktur. Anooshirvan Miandji
En büyük yanlışlık, yanlışların farkında olmamaktır. Caryle
Birini suçlamak üzere ileri uzattığın elinin 3 parmağının seni gösterdiğini unutma.! Nietzsche
Bir millet uyuyorsa uyandırmak kolaydır. Uyumuyor da uyuyor gibi yapıyorsa, ne yapsanız nafile, uyandıramazsınız. Indra Ghandi
Hata yapmak insanlara vergidir, bunu başkalarının üstüne atmak politikadır. Bill Vaugheur
Herkes yanlış yapar, ancak ahmaklar yanlışlarında direnirler. Cicero