Arefe günü sabahı. Etrafı hafiften bir koku sarmıştı. Belli ki kurbanlıklar gelmiş. Evin yakınında duran kamyonetin içinde iri iri gözleri ile bana bakan bir koç gördüm. Durgundu, fakat bakışı her şeyi anlatıyordu. Sanki bir süre sonra başına geleceklerin farkında gibiydi.
Koyunla göz göze geldik ve dayanamadım sordum.
“Kurbanlık kardeş, nasılsın?”
Yüzüme öyle bir bakışı vardı ki, insanın içini kanatıyor. Gözleri ile bana adeta şöyle dedi; “Peki sen nasılsın? Sen de kurban değil misin?” Durdum ve düşündüm. Haksız değildi. Kurban ediliş biçimlerimiz farklıydı. O fiziken yok oluyordu. Bizse, ekonomik olarak, zihnen ve ruhen yok oluyorduk.
Markete girince başladı benim kurbanlık sürecim. Etiketler dile gelmişti haykırıyordu. “Kıyma alayım” dedim. Bir gün emek vermem gerekiyor. Tereyağı, bal, kaymağa doğru yönümü dönüp bakamadım bile.
Yanımda tatile gitmek isteyen arkadaşım seslendi. “Tatile gitsem üç aylık maaşım gidiyor.” dedi ve iç geçirdi. Gerçekten de kurban bayramında sadece koyunlar, kuzular, danalar kurban edilmiyor. Bozuk düzenin dişlileri arasında ve yaşamın keskin bıçağı işçi, emekçi ve dar gelirliyi de kurban ediyordu.
İnsanlar bazen “Kaderin kurbanı” olur. Bazen trafik kazasının kurbanı oluyor insan. Sanırsın ki Azrail yol ortasına bağdaş kurmuş oturuyor. Biri töre kurbanı oluyor. Diğeri cehaletin kurbanı. Bir başkası yoksulluğun kurbanı. Sadece Diyanet’in takvimine bağlı bir kurbanlık gün olmaktan ötedir kurbanlar.
Adaletsizliğin tortusu sarmışsa her yanı, sabaha karşı evinden alınırken kurbansın. İradenle seçtiğin insanlar kurbanlık koyunlar gibi sıra sıra elleri kelepçeli suçsuz yere götürülürken kurbansın.
Kurbanlık sadece kasabın elinde mi olur? Bozuk ve adaletsiz düzenin paslı çarkları arasında bazen onurumuz zedelenirken, bazen özgüvenimize ipotek konurken, bazen de özgürlüğümüz elimizden alınırken, kurban edilmiyor muyuz?
Bir de aşk kurbanları var. Onun türü başka. Açarsın gönlünü, bağrını bağıra bağıra meleşir durursun. Fakat boşa, kimi aşk kurbanı olur. Kimine düğün, bayram. Sevgi bile niyetine göre kesilir bu dönem.
Kurbanlık koyun iç çekerek, gözleri dolu dolu bir köşede beklerken içimden bir ses; “Aslında ikimiz de kurbanız, birimiz haberli, diğerimiz habersiz.”
Sonra döndüm koyuna; “Kolay gelsin kurban kardeş” dedim. Arkamdan baktı kaldı; “Sana da kolay gelsin” der gibi.
Kimimiz serbest, kimimiz serbest gibi fakat hepimiz biraz kurbanız.
Kurban bayramınız kutlu olsun.