“Gülerken ağlatır, erkek milleti.”
Günler ne çabuk geçiyor! Günlerce beklediğimiz, sabahlara kadar şenlikler düzenlediğimiz yeni yıl, eskimeye başladı. Farkına vardığımızda yerini yenilerine bırakmış olacak.
Yine, yeni bir kadınlar günü geldi. Geçen yıllardan farklı ve fark edilecek eski ya da yeni bir şeyler var mı yakında öğreneceğiz. Geçmiş yılların gazete arşivlerini çıkaralım. Yenileri ile yan yana koyup değerlendirmesini kendimiz yapalım. Kaybedeceğimiz bir şey olmaz.
Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da benzerleri yapılacak. Düzenlenecek çeşitli etkinliklerde günün anlam ve önemini belirten konuşmalar yapılacak. Protokol denilen sıralamaya göre sırası gelen ellerindeki kağıtları okuyacak. Televizyon ekranlarında bilge kişiler konuşacak. Diğer günlerden farkı ise konuşmacıların büyük kısmı kadınlar olacak.
Ertesi gün yapılan etkinlikler, konuşulanlar gazete sayfalarında yer alacak. İkinci gün sırası gelenler gazete sayfalarında yer bulacak. Üçüncü gün bütün sayfaları dikkatli bir şekilde incelemekte yarar var. Dilerim, emeğiniz boşa çıkmaz!
Falcı değilim. Falcılara, kahin denilen insanlara asla inanmam. Bildiğim kadarıyla ve bazı insanlara malum olduğu şekliyle kesinlikle yapılmayacaklar bu günden belli.
Kadın yazarların yazdıklarını okumak erkek adama yakışmaz. Kadınların yaptıkları da bizimkinden farklı değildir. Yazılanlar, yayınlanan gazetelerde, dergilerde, kitaplarda kalır.
Kadın yazarlar, yaşadıklarını, gördüklerini yazmışlardır. Onlar, kadınlar arasında yaşanmış olayları, konuşulanları satırlara dökmüştür. Onlar, kaynanasından, öz annesinden, bazıları da üvey annesinin kendisine verdiği sıkıntıların üzerine tuz biber ekleyip kendi kızlarına gelinlerine yaşatma fırsatı buldukları için mutludurlar. Canları kadar sevdikleri oğullarını nalet, baş belası gelinlerin elinden kurtarabilmek için ellerinden geleni yaparlar.
Boşanmalar artıyormuş. Evli çiftler ayrıldığında en ağır bedelleri ödeyen çocuklardır. Diğer taraftan kimi oğullarını, kimi kızlarını düşman elinden kurtardıkları için onların mutluluklarını bozmaya kimsenin hakkı yoktur.
kaynaklarına göre evlenenlerin sayısında azalma varmış. Torunlar, otuz yaşlarında “Bu sene de bekar gezelim” şarkısını dillerinden düşürmüyor.
Çorum merkezde, ülkemizin genelinde kadın muhtar adaylarının sayısında artış var. Belediye başkanlıkları adaylıklarında umduklarını bulamayanlar, il genel meclisinde, belediye meclislerinde yer almaya çalışıyorlar.
Bildiğim, duyduğum kadarıyla ülkemizin her hangi bir ilinde, ilçesinde kadın adaylar bir araya gelip ortak çalışma yapmıyorlar. Eğer böyle bir çalışma varsa binlerce kez özür dilemeye hazırım.
İnsanlarımız, karpuz gibi ikiye bölünmüş durumda: bir tarafta kadın(garı) milleti. Diğer tarafta ise erkek milleti var.
Başka söze gerek yoktur. Dün dündür. Bugünün de, yarının da dünden farkı olmayacaktır!