Türkiye İran Cumhurbaşkanı Reisi’nin helikopter kazası sonucu, hayatını kaybetmesi üzerine, ülkede 1 günlük ulusal yas ilan etti. Reisi nasıl bir kişilikti? Gerçekten Türkiye halkı bu yası yüreğinde duyabilir mi?

Reisi hukukçu değildi, ilkokul mezunu, fakat hakim sıfatı ile İran’da 5 bin insanın asılmasına karar verdi. İnsanları vinçlerle düzine düzine astırıyordu. Mevcut iktidar bu kişi için yas ilan etti.

Türkiye’ye geldiklerinde devlet protokolünü önemsemeyen, Anıtkabir’e gitmeyen, bu ülkenin kurucusuna zerre saygısı olmayan İran rejimi için bayraklar yarıya indirildi. Yas ilan edildi. Pek çok şeyini anlayamadığımız gibi AKP iktidarının matem anlayışını da anlamakta zorlanıyoruz. Anımsayalım daha önce de Mursi ve Suudi Kralı için yas ilan etmişlerdi.

Adı üzerinde ulusal yas, kendi ulusun için verilmesi gereken bir yas olması gerekmez mi? Kendi ulusunun insanı, duyarlılıkları, askeri, polisi, kurucu liderleri için verilmesi gerekirken, İran kasabı olarak nitelenen İran halkını acılara boğan, çocuklarının gözleri önünde babalarını asan, saçının teli gözüktü diye kadınları asan kişiye ulusal yas ilan ediliyor.

Madenlerde yüzlerce insanımız ölürken, daha geçtiğimiz aylarda İliç Madenlerinde 9 işçimiz kaybedilmişken, yas ilan edilmiyor. İran halkını vinçlerle toplu toplu asan kişi için yas ilan edildi.

İran kasabı olarak nitelenen, 30 bin insanın ölümünden sorumlu kişi için, İran halkı havai fişeklerle kutlama yapıyor. Biz ise yas ilan ediyoruz..

Binlerce dekar ormanımız yandı kül oldu. Sadece ormanlar değil içindeki yaban hayvanları, börtü böcek yandı kül oldu. Bir saat yas ilan edilmedi.

Bizim geçmişte terörle katledilen onlarca aydınımızın arkasındaki sis perdesi aralanmadı. Mehmet Ağar’ın, Uğur Mumcu’nun katledilmesinde söylediği “Bir tuğla çekilirse duvar uçar” sözünü unutmadık. O tuğlanın ardındaki duvar neresiydi acaba?

Ülkemize geldiklerinde bizim ulusal değerlerimize saygı göstermeyen, geçmişte aydınlarımızın katledilmesinde şüphesi bulunan, kendi halkının katili, kadın düşmanı bir kişiye saygı da duymuyoruz, yas da tutmuyoruz. Duyan duysun o onların sorunu.