İnsan kalbi neyle doluysa, dışına yansıyan da odur. Kalbi iyilikle dolu olan, çevresine güzellik saçar. Ama kalbi karanlıkla dolu olanın davranışları da karanlığa boğulmuştur. İçi duman karası olan, bu karayı yalnız kendinde bırakmaz; başkalarına bulaştırmaya çalışır. Egolarını, bencilliklerini, yalanlarını, iftiralarını, haramı ve haksızlığı bir yaşam biçimi haline getirir. Bu insanlar mutsuzdur; çünkü mutluluğun temeli vicdanın huzurudur.
Tarihin sayfalarına baktığımızda, kendi karanlığını başkalarına da dayatmaya çalışan insanların örneklerini bolca görürüz. Firavun’un, yalnızca kendi ihtişamını göklere çıkarmak için köleleri zorla çalıştırması, bu karanlık ruhun bir yansımasıdır. Yine aynı şekilde, Engizisyon mahkemelerinde masum insanları yakanlar, kendi karanlıklarını kutsal bir amaç gibi sunmuşlardır. Bu insanlar, yanı başlarında cennet gibi bahçelerde yaşasalar da bu güzellikleri göremezler; çünkü karanlık kalpleri, gözlerini de kör etmiştir.
Ancak tarihte cenneti kalplerinde taşıyan insanlar da vardır. Örneğin, Gandhi, sevgi ve barışa olan inancıyla sadece Hindistan’a değil, tüm dünyaya ilham kaynağı olmuştur. Kalbi iyilikle dolu olan bu insanlar, karşılarına çıkan zorlukları bir sınav olarak görür ve bu sınavlardan ruhlarını kirletmeden geçerler. Tıpkı savaşın ve zulmün ortasında bile ışığını kaybetmeyen Anne Frank gibi. Günlüğünde, her şeye rağmen dünyanın hâlâ güzel olduğunu yazmış ve insanlığa umut aşılamıştır.
Bu dünyada aslında herkes, kendi cennetini ya da cehennemini yaratır. Kalbini iyiliğe, dürüstlüğe, insanlığa açan kişiler, hayatın güzelliklerini fark eder. Onların kalplerinde rengârenk çiçekler açar, etraflarına bu güzellikleri saçarlar. Onlar için her zorluk, insanı geliştiren bir sınavdır. Bu sınavlardan kalplerini kirletmeden, ruhlarını ağırlaştırmadan geçmeyi başarırlar.
Oysa kalbini karartan, kendi cehenneminde yaşar. Tarih, bu gerçeği anlatan ibret dolu hikâyelerle doludur. Hitler’in yalnızca kendi karanlığını değil, bir milletin de ruhunu kirlettiği günler hâlâ hafızalardadır. Ama tam da bu karanlığın ortasında, Schindler gibi bir insan çıkar ve kalbinin ışığıyla binlerce hayatı kurtarır. İşte bu, iyiliğin gücüdür.
Gelin, kalplerimizi temiz tutalım. Güzellikleri görmeyi, paylaşmayı, yaşatmayı seçelim. Unutmayalım ki bir insanın kalbindeki renk, onun yaşamını ve çevresini boyar. Kalplerimizdeki renkler uçuşsun, ışıl ışıl yansısın. Böyle insanlar yolumuza yoldaş olsun.
Sevgiyle, aşkla, renklerle ve güzelliklerle dolu bir dünya yaratmak için çaba harcayalım.