İnsanlık tarihinde en çok tartışılan hukuk olmalı…

Çünkü her şeyin temeli hukuk.

Eğer bir ülkede hak-hukuk tartışması başlamışsa, sistemin yanlış işlediğinin işaretleri gelmiş demektir.

Nitekim ülkemizde de her yanlış ve hatalı siyasetin nedeni hukuksuzluğa dayanır.

Son 20 yılda ülke yönetimindeki bozulma-çürüme-yozlaşma; hak-hukuk ve adaletin ya eksik oluşu, ya da siyasi otoritenin keyfi tutumu nedeniyle ortaya çıktı.

Dahası “tek kişilik” yönetimlerde hukuksuzluk iyice hissedilir hale geldi.

Peki, neden bu soruna el atma ihtiyacı duydum?

Aklımın ucundan dahi geçmeyen bir konuyu, Prof. Kemal Gözler’in yazdığı “hukukçu olmayan hukuk dekanları” yazısı gözüme çarpınca fark ettim ki, son günlerde su yüzüne çıkan yolsuzluk-rüşvet olaylarının altında yatan tek neden “hukuksuzluk” imiş…

Tabii burada gözden kaçanın, hukuk fakültelerindeki eksiklik, ya da çok önemli bir uygulama yanlışından kaynaklandığını hiç düşünmemiştim.

Meğer ülkemizdeki hukuk fakültelerinde “hukukçu” olmayan dekanlar varmış.

Gözler’in araştırmasından çıkan tablo gerçekten içler acısı.

Hatta tüyler ürpertici bile denebilir.

Bu konudaki tartışma, meğer 12 ekim 2019 tarihinde başlamış.

Bu tarihte 20 adet hukuk fakültesinde, dekanların “hukukçu olmadığı” anlaşılmış.

Daha sonra buna Erciyes ve Kırıkkale üniversitesine bağlı hukuk fakülteleri eklenmiş ve sayı 22 olmuş.

YÖK Sayfasına girince gördüğümüz, şu anda aktif olarak öğretim yapılan hukuk fakülteleri sayısı 77.

17 Şubat 2021 tarihindeki tabloda, bu 77 hukuk fakültesinden15’inin dekanının hukukçu olmadığı anlaşılıyor.

Bunlardan 4’ü ilahiyatçı, 2’si tıpçı, 2’si işletmeci, 1’i fizikçi, 1’i kimyacı, 1’i bilgisayarcı, 1’i, ziraatçı, 1’i kamu yönetimcisi, 1’i maliyeci, 1’de siyaset bilimcisi.

Şimdi gelin de derin derin düşünmeyin.

Nerden nereye geldiğimizi hatırlayın.

Bu tablo, yürürlükteki hukuk sisteminin neden bu hallere geldiğinin “hazin” halini gösteriyor.

Ne denebilir ki?

Tabii bir de şu gerçek var ortada.

Organize suç örgütü liderlerinden biri olan Sedat Peker, eğer çürüyen sistemdeki tuğlayı bir anda çekmeseydi, hukuksuzluk açısından bugünlere geleceğimizi kimse tahmin dahi edemezdi.

Düşünsenize bir kere…

Var olan “tek adama dayalı yönetim”, ve onun uygulamaları ile ortaya çıkan sistem bozukluğu ve hukuksuzluk, bizleri nerelere getirdi.

Bir değil, bin kere düşünmek gerek…