Sözüm, “sahip olduğu değerlerin, hiç tükenmeyeceğini sananlara” ya da bu mantıkla davrananlara…

Yanlış düşünüyor, yanılıyorsunuz.

Bu evrende, sonsuza dek kalabilecek / yaşayabilecek hiçbir değer, hiçbir meta yok.

Bilesiniz ki her şey, her bir şey eriyor, bozuluyor, tükeniyor, yok oluyor.

Güç de tükeniyor, kuvvet de tükeniyor, enerji de tükeniyor.

Zevkler, hazlar da tükeniyor.

Dahası ceplerdeki para tükeniyor.

Güven tükeniyor.

İnanç tükeniyor.

Dostluklar, içtenlikler tükeniyor.

Makam, mevkiinin yarattığı forslar tükeniyor.

Günler, aylar, yıllar tükeniyor.

İçten gelen ya da yapmacık sevgiler, saygılar tükeniyor.

Bin bir güçlükle kazanılan itibarlar, adınıza sanınıza olan ilgiler tükeniyor.

Yüzlerdeki albeni, vücutlardaki dirilik, güzellik, canlılıklar tükeniyor.

Gözlerdeki fer tükeniyor.

Gençlik tükeniyor.

Ve…

Ve ömür tükeniyor.

… …

Ardında hoş bir seda bıraktın ya da bırakmadın!

Bırakmadıysan; ismin, cismin ve de her bir şeyin anında tükeniyor, yok oluyor,

* * *

Görüyor ve yaşıyoruz; hiçbir şeyini kaybetmeyecekmiş gibi yaşayanlar, davrananlar var yakın çevremizde.

Elezerce (sadistçe) birbirlerini kıranlar, incitenler, üzenler var...

Üççeyrek asrı devirmiş bir fani olarak söylüyorum; yanlış yapıyorsunuz.

İnanın her şey, eriyor, her bir şey tükeniyor ve yok oluyor.

Yaptığınız ya da yapmak isteyip de yap(a)madığınız her bir şey tükeniyor.

Yapmak isteyip de yapmaya üşendiğiniz şeyler de tükeniyor.

Gün oluyor, gün geliyor; güvenilen ne varsa, onlar da yitip gidiyor...

Bir şeyleri kazanmak zor oluyor da; yitirilmesi çok kolay oluyor.

Yitirilen değerler, yitirilen zaman, geri gelmiyor, getirilemiyor.

Uçup gidiyor zaman...

Uçup gidiyor değerler…

Uçup gidiyor dostluklar…

Uçup gidiyor sevgiler, saygılar, ilgiler, içtenlikler…

Uçup gidiyor aramalar, sormalar…

Uçup gidiyor gönül almalar…

Bilesiniz ki; dilemediğiniz ya da dilemeye fırsat bulamadığınız “özürlerin”, söyley(e)mediğiniz “seviyorumların”, esirgediğiniz “ilgilerin”, kibir ve gururla doldurduğunuz “zamanın” telafisi yok...

Her bir şey tükeniyor.

Geriye dönüp baktığınızda da; ardınızda, hiçbir şey kalmadığının ayırdına varıyorsunuz.

İşte o zaman “keşkeler” başlıyor.

Can sıkan, iç burkan, lanet olası keşkeler…

Demem o ki; “keşke” dememek için, yaşadığınız zamanı iyi değerlendirin.

Göz açıp, kapayana geçip, gidiyor her şey.

Ne makam kalıyor, ne mevki.

Ne para kalıyor, ne pul.

Makam mevki gidince; para pul gidince; güç kuvvet gidince; dirilik güzellik gidince; ne ilgi kalıyor, ne sevgi.

İyisi mi siz “gök kubbede hoş bir seda bırakmaya” bakın.

Gerçi bir süre sonra o da gidiyor, o da unutuluyor.

… …

İyi bayramlar efendim; sevgi ve saygılarımla…