Ana hedefin ligde kalmak olduğu sezonun bitimine 4 hafta kala istediğini elde eden Ahlatcı Çorum FK, play-off biletini elinin tersi ile iterek 1.Lig’deki ikinci sezonunda da taraftarlarına Süper Lig heyecanı yaşatma fırsatını kaçırdı. Sportif açıdan bakıldığında, ligde kalma hedefini tutturan Ahlatcı Çorum FK’nın aslında haftalar önce Play-Off’u garantileyebileceğini, ancak küçük ayrıntılarla hedefsiz kaldığını net bir şekilde görmek mümkün. Tıpkı Ankaragücü maçında olduğu gibi.

İki takım için de kader niteliği taşıyan maçın özellikle ilk yarısındaki görüntü nereye çekseniz gelebilecek türden. Son dönemlerde, özellikle ilk yarıdaki görüntü itibariyle bu kadar ruhsuz bir takım izlememiştim. Zargo Toure’yi bir kenara koyup, diğer 10 oyuncuyu da değiştirebilme şansı olsaydı keşke. Değişiklik demişken, Tuncay Hoca’yı hem ikinci yarıya çıkarken yaptığı 4 oyuncu değişikliği, hem de maçtan sonraki istifa kararı nedeniyle tebrik ediyorum. Her hocanın yapabileceği bir şey değil.

Bir teknik direktör alışılmışın dışında, hem de koskoca bir devre daha oynanacakken, tüm riskleri alıp 4 oyuncu birden değiştiriyorsa, mutlaka bir şeyler görmüş, hissetmiştir. Eminim, imkân olsa takımın neredeyse tamamını değiştirirdi.

Hocanın maçtan sonraki açıklaması da çok su götürür cinsten. Ne gördü de hiç evirip çevirmeden, tereddüt dahi etmeden ve Başkanla bile daha konuşmadan direkt istifa etti? İstifa etmesine neden olan şey oyuncuların sahadaki ruhsuz görüntüleri mi, yoksa başka bir şey mi? Bunu elbette bizler bilemeyiz ve kimse bir şey iddia edemez. Ama şu bir gerçek ki, Tuncay Hoca “Ben bu oyuncularla yol yürümem. Bunlara inanmıyorum, güvenmiyorum” demeye getirerek çekip gitti. Belki gidiş şekli eleştirilebilir ama ben de olsam aynı şeyi yapardım.

Ha, kaleci Hasan Hüseyin Akınay’ın maçtan sonra rakip takımdan Osman Çelik’e, hem de hakemlerin gözü önünde saldırması da sorumsuzluğun bir başka örneği. Bu nasıl bir profesyonellik anlamıyorum.

Peki, şimdi ne olacak? Son 2 haftaya girilirken matematiksel olarak play-off şansı devam ediyor. Ama bana sorarsanız o tren çoktan kalktı ve menziline bile ulaşmak üzere. Yeni sezonla ilgili her şey muamma iken, kalan 2 hafta için yeni bir teknik direktörle anlaşmak bana pek akılcı gelmiyor. Başkan “Bırakacağım” diyor. Kulübün akıbeti belli değil, öyle ya da böyle sezona girecek bu takım. Hedef ne olacak? Hiçbir şey belli değil. Bu yüzden, sezonu altyapı hocaları ile tamamlayıp yeni sezon için izlenecek yol haritası bir an önce belirlenmeli. En önemlisi, Başkan Oğuzhan Yalçın bırakacak mı, devam edecek mi, onun kararını vermeli. Yeni sezon hedefleri doğrultusunda da bir hoca ile anlaşılmalı.

Başkan, kulübü Belediye’ye bırakacağını söylüyor. Belediye Başkanı Sayın Halil İbrahim Aşgın’la yakın zamanda bu konuyla ilgili bir görüşmem oldu. Üstüne çantayla para da verseler, böyle bir şeyin mümkün olmadığını çok net bir şekilde ifade etti. Bu durumda, Kulübün Belediye tarafından alınması şıkkı eleniyor. Başkanın başka bir formül bulması gerekiyor.

Evet, başkan bu sezon çok yalnız kaldı, doğru. Bunun da nedenlerini iyi analiz etmek lazım. Adı her ne olursa olsun, Çorum’un her anlamda güçlü bir futbol takımına her zaman ihtiyacı var. Çünkü bu futbol takımı, birleştirici özelliği nedeniyle Çorum’un çimentosudur. Şehri yönetenler ve iş dünyası bunu hiçbir zaman göz ardı etmemelidir. Yani, Çorumspor, Çorum için gerekli. Bunun tartışması bile yanlış olur. Mademki gerekli, o zaman herkes üzerine düşeni yapsın.