Önce bir diploma sorunuyla uyandık bir sabah; İmamoğlu’nun diploması gerçek ancak yatay geçişinde usulsüzlük var, diye başladı haberler.

İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı bir usulsüzlük olmadığını, her işlemin doğru ve eksiksiz yapıldığını duyurdu, resmi yazıyla ve imzayla.

Kendi ağzından dinleyelim:

“Trabzon Lisesi’nden mezun olduktan sonra KKTC’de Doğu Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünü kazandım. Bir süre sonra kaydımı Girne Amerikan Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü'ne aldırdım. KKTC’de iki yıllık eğitimin ardından İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’ne yatay geçiş yaptım ve 1994 yılında mezun oldum. Sonrasında İstanbul Üniversitesi’nde İnsan Kaynakları ve Yönetimi bilim dalında Yüksek Lisans eğitimi aldım.”

İmamoğlu’nun diploması daha sonra oluşturulan ve basından öğrendiğimiz kadarıyla yetkisiz, bir kurul tarafından diploması geçersiz sayılan bir karar alındı. Bu yersiz karar üzerine İşletme Fakültesi Dekanı emekliliğini istedi. Haksızlık bir bilim insanının kabul edemeyeceği boyuttaydı.

İstanbul Üniversitesi yaklaşık 600 yıllık köklü bir üniversitedir ve binlerce nitelikli bilim insanı yetiştirmiştir. Hem ülkemizin hem de dünyanın çeşitli bölgelerine nitelikli insan göndermiştir. Varlığı, diğer köklü üniversitelerimiz gibi, akademik dünyamız için bir onur kaynağıdır.

İmamoğlu’nun CB adaylığı görünür olunca önünü kesmek amacıyla hakkında çok sayıda suçlamalar yöneltilmiş ve sonuç olarak ‘kuvvetli kaçma şüphesiyle’ tutuklanmıştır. Haksız ve hukuksuz bir işlem olduğu saygın hukuk profesörlerimiz tarafından açıklandı.

İmamoğlu 19 Mart sabahı kapısına gelen yüzlerce polis eşliğinde gözaltına alındı. Bu gözaltı halkta infial yarattı. Aynı günden itibaren çok geniş halk kitleleri ve üniversite öğrencileri CHP öncülüğünde bu haksız işlem karşısında protesto mitingleri düzenledi. Son derece barışçıl, hak, hukuk adalet arayışını dillendiren mitingler.

23 Martta CHP’nin bir iç çalışmayla yürüttüğü CB aday adaylığı 1 milyon 650 bin delege ve yaklaşık 15 milyon dayanışma oyuyla İmamoğlu’nun CHP Cumhurbaşkanı adaylığı onaylandı.  Bu aşamadan sonra İmamoğlu’na destek ve hak arayışı kitlesel meydan toplantılarına dönüştü ve 7 gün süreyle yurdun her köşesinde protesto edildi.  Bazı meydan toplantılarının bir milyonu aşan insan kalabalığına dönüştüğü gözlendi.  Bu meydan toplantılarında en büyük pay sahibi olanlar üniversite gençliğiydi.

Gençlik bu aşamadan sonra kendisini güvende hissetmeyerek, gelecek kaygısıyla meydanlara döküldü. Diploma iptalinin arkasından bütün mal varlığı, tapu, banka mevduatlarına el koyma gibi anti-demokratik uygulamalar sayesinde gelecek kaygısı bütün ülkeyi saydı. Öyle ki artık hiçbir yurttaş kendisini güvence altına alacak yasaların, hatta bir anayasanın bile olmadığı noktasında birleşti. Bu tavır karşısında iktidar giderek sertleşen tutumla binlerce yurttaşı gözaltına aldı. İlerdeki günlerde daha da sertleşeceği görünümü veriyor. CHP’nin ise geri adım atmayacağı, haksızlıkları sona erdirme çabaları görülüyor.

Dileriz bu kriz barışçıl bir sona gider ve ekonomik ve siyasal çalkantı demokrasi temelinde son bulur.

Sami Aydogan-1