Türkiye'deki araştırma kuruluşlarından KONDA, 2008’de 15-29 yaş arası gençlik üzerine yaptığı bir araştırmanın aynısını 2018’de de yaptıktan sonra her ikisini karşılaştırıp nelerin değiştiğini belirlemeye çalışmış. Araştırmanın yayınlanmasının üzerinden birkaç yıl geçmiş ama ben yine de ilginç bulduğum bazı tespitleri sizlerle paylaşmak istedim.

Türkiye'de 15-29 yaş arası gençlerin hayata bakışlarında ve yaşam şekillerinde son 10 yılda neler değiştiğine dair hazırlanan araştırmada, 15 yaş üstü nüfus ile 15-29 yaş arası gençleri, aynı zamanda 2008’de 15-29 yaş arası olanlar bugün 25-39 yaş arasında olanlarla da karşılaştırılmış.

Uluslararası haber ajansı Sputnik Türkiye'nin aktardığına göre, raporda ortaya çıkan sonuçlar gerçekten çok ilginç. İsterseniz bunlardan bazılarını karşılaştırmalı olarak ele alalım.

Öncelikle, 15-29 yaş aralığı gençlik ile tüm Türkiye genel nüfus ortalaması arasındaki iki farklılığa değinelim:

v Gençler ülke geneli ortalamalarına göre çok daha eğitimli, çok daha modern, internetle çok daha ilişkili ve kültürel olarak çok daha aktif.

v Gençlerin inanç seviyesi ve örtünme oranları ülke geneli ortalamasına göre daha düşük. Buradan da aradan geçen 10 yılda 500 civarındaki İmam Hatip Okulu sayısının 1500’leri aşan rakamlara ulaşmasının beklentileri karşılayamadığı ortaya çıkıyor.

Şimdi de diğer karşılaştırmalara göz atalım:

v Bugünün gençleri 10 yıl öncesi gençliğine göre daha eğitimli ve daha modern düşünceye sahipler.

v 10 yıl önce 29 yaş altı gençlerin sadece beşte biri öğrenciyken, bu oran 2018’de 2 kat fazla.

v 2008'de bekârların oranı %60 iken, bu oran 2018'de %73'e yükselmiş. Evlilerin oranı ise bu zaman aralığında %39'dan, %19'a gerilemiş.

v Gazete okuyanların oranı 2008'de %72 iken, 2018'de bu oran %22'ye düşmüş.

v Çalışmayan gençlerin oranı; öğrencilerde %22 iken, 2018'de %41’e çıkmış. Bu yaş grubundaki ev kadınlarında ise bu oranın %25'ten %13'e düştüğü görülüyor.

v Akıllı telefon kullananların oranı %90'dan %100'e çıkarken, bilgisayar kullananların oranı %42'den %70'e yükselmiş.

v 15-29 yaş aralığında çalışan işçilerin oranı %13'ten %8'e, esnafların oranı %8'den %5'e, çiftçilerin oranı %6’dan %1'e düşmüş. Özel sektör çalışanlarının bu yaş aralığındaki oranı %5'ten %7'ye, devlet memurlarının da oranı da %3'ten %5'e yükselmiş.

v 2008'de hayat tarzını “modern” olarak tanımlayanların oranı %34 iken, bu oran 2018'de %43 olmuş.

v 2008'de “Ben dindar ve muhafazakâr bir yaşam tarzına sahibim.” diyenlerin oranı %28 iken, bu oran 2018'de %15'e gerilemiş.

v “Gerektiğinde siyasi partiler kapatılmalıdır.” diyenlerin oranının %54'ten %40'a, “Gerektiğinde asker yönetimi ele almalıdır.” diyenlerin oranının ise %51'den  %22'ye düştüğü görünüyor.

v “Düzenli olarak oruç tutarım.” diyenlerin oranı %74'ten %58'e, “Düzenli olarak namaz kılarım.” diyenlerin oranı ise 2008’de %27 iken, bu oran 2018'de %24'e düşmüş.

Sonuç olarak; aradan geçen bu 10 yılda gençlerimiz daha bir modernize olup eğitimini tamamlamayı önceliğe alırken, işçi olarak çalışmak, esnaflık ve çiftçilik gibi diğer tercihleri geri plana itmiş. Buna karşılık devlet ya da özel sektörde çalışma tercih edilir olmuş. İşsizlik oranı neredeyse ikiye katlanırken, evlenmeyi daha ileri yaşlarda düşünmeyi seçmişler. Demokratik düşünce tarzında büyük gelişme yaşanırken, dindarlık ve dini gereklerini yerine getirme oranlarında düşüşler olduğu görülüyor.

Peki, 2018’den 2024’e kadar neler değişti?” diye sorarsanız, onu da ilerideki araştırmalarda göreceğiz. Ama şimdiden köprülerin altından pek çok sular aktığının ayan beyan ortada olduğunu belirtmemiz gerek.

DÜŞÜNEN SÖZLER:

v Gençleri; doldurulacak boş şişeler olarak değil, yakılacak mumlar olarak görmeliyiz. ROBERT H. SHEFFER

v Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın kültürün müspet fikirlerini veriniz. İstikbalin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız. Hür fikirler tatbik uygulama mevkiine konduğu vakit Türk milleti yükselecektir. Atatürk

v Gençliğin ruhunu, işleyen bir tarla gibi, kendi haline bırakırsanız orada ısırgandan ve dikenden başka bir şey bulamazsınız. Snellman

v Bıraktığın yerde olabilirim ama bıraktığın gibi değil. W. GOLDİNG

v Hiç bir insan aynı nehre iki kez ayak basamaz, ne o nehir aynı nehirdir, ne o aynı insan. HERAKLEİTOS

v Gitmeden önce düşün; çünkü döndüğünde bulduğunla, giderken bıraktığın asla aynı olmayacak.  LAUS ARAGON

v Türkü yine o türkü, sazlarda tel değişti. Yumruk yine o yumruk, bir varsa el değişti. NEYZEN TEVFİK