UĞUR PAMUK’TAN ÇORUM’DAN PORTRELER
“Toplumlar, büyük oğullarıyla soluk alıp verirler. O büyük oğullarsa, o toplumun yetiştirdiği sanatçılardır.” denilmiştir.
Büyük Önderimiz Atatürk de; “Hepiniz mebus olabilirsiniz… Vekil olabilirsiniz… Hatta Cumhurbaşkanı bile olabilirsiniz… Fakat sanatçı olamazsınız,” demiştir.
Sanatçı olmak farklı bir olaydır. Yaratılıştan gelir. Sanatçı olmak yetenek işidir, duyarlılık işidir, sevgi işidir.
Sanatçılık, büyük bir özveriyle geceyi gündüze katarak çalışmaktır, uğraşmaktır, güzel ürünler ortaya çıkarmaktır. Ucunda köşe dönmecilik hesapları, özlemleri ve düşleri yoktur.
Sanatçı halk adamıdır. Halkın içinden çıkmıştır. Halktan aldığını üretimleriyle, yapıtlarıyla yine halka sunan, halka veren kişidir. Sanatçı halkın sorunlarına, dertlerine, özlemlerine ayna tutandır. Onlar, halkını iyiye, doğruya, güzele yönlendirendir. Amacı, sanatsal üretimleriyle yaşamı güzelleştirmektir.
Onlar; ozanlarımız, yazarlarımız, ressamlarımız, yontucularımız, çizgi ustalarımız (karikatürist) ve benzerleridir.
Onlar, toplumumuzun yüz akı, onuru ve gururudurlar.
Toplumlar, salt sanayi ve ekonomileriyle değil; bilimsel, sanatsal ve kültürel yönleriyle de geliştiği zaman, gerçek anlamda kalkınmış sayılacaklardır.
Sözü buradan, Uğur Pamuk’un “Çorum’dan Portreler” adlı karikatür sergisine getirmek istiyorum.
Sergi, 23 Mayıs 1997 günü akşamı Kültür Sitesi Güzel Sanatlar Galerisi’nde, büyük bir izleyici kitlesinin katılımıyla Çorum Valisi Mustafa Yıldırım tarafından açıldı.
Türkiye genelinde yapılan karikatür yarışmalarında 10’u aşkın ödülü bulunan Uğur Pamuk, ustalığını “Çorum’dan Portreler”de de göstermiş.
Gerçek bir halk sanatçısı olduğunu, Çorum’un ünlülerini çok iyi tanıdığını, Çorum’u ve Çorumluyu da çok sevdiğini çizgileriyle ne güzel anlatmıştı.
Çorum’un önde gelen 45 ünlüsünü mizahsal bir yaklaşımla öylesine güzel çizmişti ki beğenmemek olası değildi.
Bu çizgilerle, farklı kesimlerden, farklı alanlarda öne çıkmış Çorumluları, simgesel olarak anlatmıştı Uğur Pamuk. Çizgi ustalığı buydu işte. Yazıyla sayfalar dolusu anlatamadığınızı O, çizgilerle gayet güzel anlatmıştı.
Sergiyi gezen insanların yüzlerindeki, sevgi, sevinç ve mutluluk elle tutulur gibiydi. Yaşamın bunca hayhuyu, sıkıntıları ve zorlukları içindeki izleyicileri neşelendirmeyi, güldürmeyi ve düşündürmeyi başarmıştı Uğur Pamuk. Sanatçı, her türlü güzelliğe layık olan halkımıza işte böyle güzellikler sunulmalıydı. O da bunu yapmıştı. Bu güzellikler karşısında huzur bulduğunuzu, mutlu olduğunuzu, yenilendiğinizi ve yaşamdan tat aldığınızı duyumsuyorsunuz.
Kimler yoktu ki Uğur Pamuk’un çizgilerinde. Sayın Valimiz Mustafa Yıldırım’dan Belediye Başkanı Prof. Dr. Arif Ersoy’a, Hava Kuvvetleri Komutanı Ahmet Çörekçi Paşa’dan TSO Başkanı Ümit Uzel’e, Mürsel Hafız’dan “Evlat” adıyla anılan Muzaffer Altıngüneş’e, Vahit Benderli’den bu satırların yazarına kadar tam 45 kişi…
Hepsini de toplumsal ve kişisel nitelikleriyle mizahsal olarak öyle güzel betimlemişti ki… Gülerken düşünüyor, düşünürken gülüyorsunuz.
Uğur Pamuk ve onun gibi değerlerin Çorum için bir şans olduğunu düşünüyoruz. Gönül ister ki böylesi sanatçılarımız artsın.
27 Mayıs Salı akşamına kadar sürecek olan sergiyi henüz izlememiş olanların izlemelerini, bu güzel fırsatı kaçırmamalarını duyururuz.
Gönül ister ki “Çorum’dan Portreler” albüm haline getirilsin. Meraklıları edinsin bunu. Bu güzellikler de bir sergide görüldüğü gibi kalmasın.
Sanatsever İş adamlarımızın ve sanayicilerimizin bu güzel çalışmaya ilgisiz kalmayacaklarını umuyor, yapılması gerekenin yapılmasını bekliyoruz.
Yaşamak sadece yemek, içmek, gezmek ve konfor içinde yaşamak değildir. Ruhsal ve beyinsel açlıklarımızı giderecek sanatsal güzelliklerle de beslemektir.
Bizleri böylesine güzelliklerle buluşturan sevgili Uğur Pamuk’u içtenlikle kutluyor; onunla onur ve gurur duyduğumuzu belirtiyoruz.
Nice sanatsal güzelliklerde buluşmak dileğiyle… 25.05.1997
(SÜRECEK)