İnsanı yeryüzündeki diğer canlılardan ayıran ve onu üstün kılan en temel öge dil ve düşüncedir. İnsan yaparak bilir, bildikçe yapar ve yaptıkça öğrenir.
Bu karşılıklı etkileşim taş yontan insanı atomu parçalayan insana dönüştürür.
Duyumlarla başlayan bilme süreci düşüncede üretilir, uygulamada gerçekleşir. İnsan bilgiyi yaşamda kullandıkça bilinçlenir, deneyimledikçe bilgeliğe ulaşır.
Antalya lisesinden arkadaşım edebiyat öğretmeni Cahit Kerse hazırladığı “Bilgelik Öyküleri” kitabının sunumunda bunları yazmış.
CEHENNEMİ SATIN ALAN ADAM
Bildiğiniz üzere yüzyıllar önce kiliseler cennetten topraklar satıyorlardı. Cahil halk ise, “ölünce cennette yerimiz hazır olsun” diye bu oyuna alet oluyor, böylece papazlar ve kilise zenginleşiyordu.
Ancak herkes öyle değildi. Bunun bir kandırmaca olduğunu, cennetten toprak satın alınamayacağını söyleyen Martin Luther mahkemeye çıkarılmıştı. Yargı, o zamanlar da dini kullananların elinde oyuncaktı. Duruşma sırasında Martin yargıçlara seslendi;
“Milleti cehennemle korkutup, cenneti para karşılığı satıyorsunuz.
Sıkıysa cehennemi satsanız ya?” Yargıçlardan biri sordu: “Cehennemi kim alır ki?”
Martin Luther “ben alıyorum, neyse parası vereyim” dedi.
Yargıçlar cehennemi Martin’e bedava verdiler!
Duruşma sonunda Martin kapının önüne çıktı ve duruşma sonucunu merak eden binlerce kişiye seslendi: “Cehennemi satın aldım, benimdir.
Bundan sonra oraya kimseyi almayacağım, korkmayın!”
Cehennem korkusu kaybolan halk böylece kilise baskısından kurtulmuştu. Bundan sonra halk özgür beyinlere sahip olmaya başladı ve Almanya aydınlanması 500 yıl önce böylece sıradan ve çok akıllı bir olayla başlamış oldu.
ÜÇ ARMAĞAN
Bir zamanlar, Becharre kentinde tüm halkın çok sevdiği ve saydığı zarif bir prens yaşarmış. Ama bu prense kin tutan, ona sürekli söven çok yoksul bir adam varmış. Prens bunu bilerek sabrederdi. Ama sonunda yardımcısıyla yoksul adama bir çuval un, bir paket sabun ve şeker kamışı gönderdi. Yoksul adam çok sevindi bu armağanlara ve şehrin mağrur piskoposuna “Görüyor musun Prens beni ne kadar çok seviyor ki, bu üç armağanı göndermiş” dedi. Piskopos da, “Ah ne akıllı bir Prens bu ve sen onu anlamıyorsun. O simgelerle anlatmış. Un boş miden için, sabun kirli tenin için şeker de acı dilini tatlandırmak için” demiş. O günden sonra yoksul adam kendinden utanır oldu ve ağzından hiç kötü bir söz çıkmadı.
YALIN AYAK, BAŞI KABAK BİLGE BAADDİN SÖZLERİ
1-En değerli kişiler alçak gönüllü olanlardır. İnsanı ayakta tutan iskelet ve kas sistemi değil, prensiplerdir. (Albert Einstein)
2-Bilgi sizin kullanabileceğiniz bir şeydir. İnanç ise sizi kullanan bir şeydir.
3-Bir şey bildiğin zaman, onu bildiğini göstermeye çalış. Bir şey bilmiyorsan onu bilmediğini kabul et. İşte bu bilgidir. (Konfüçyüs)
4-Mutluluk sorunsuz bir yaşam değil, sorunlarla başa çıkabilme yeteneğidir.
5-Annesi ölene öksüz, babası ölene yetim, kocası ölene dul derler. Evladı ölene bir şey demezler, çünkü o acıyı isimlendiremezler.
6-Bir kitap alın, yediye bölün. Her akşam dizi seyretmek yerine bir bölümünü okuyun. Haftada bir, yılda 52 kitap. Değişim böyle başlar. (Prof. Aziz Sancar)
7-21 Eylül’de Yalıkavak yazlıktaki odamda udumla Muhayyer Kürdi eserleri geçerken, TRT Müzik kanalında Şengün Taşcı Amir Ateş’in çok sevdiğim Muhayyer Kürdi eseri “Bir kızıl goncaya benzer dudağın” adlı şarkısını okudu. Amir hocama telefon açarak, “Hocam az önce Şengün Taşcı TRT Müzikte çok sevdiğim eserinizi okudu. Çok mutlu oldum, teşekkür ederim.” dedim.
Amir hocam da teşekkür ederek, “Beni de çok mutlu ettin Mehmet” dedi.
8-Zenginler fakirlere Tanrı’dan başka bir şey bırakmadılar. (Niçe)
9-İdam cezası geri gelsin diyenler, bugün 27 Mayıs’ta idam edilen siyasilere ağıt yakıyorlar.
10-Ömer Hayyam haklı: Sömürge Kraliçesinin ölümü nedeniyle Ürdün 7 gün, Lübnan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Kuveyt’te 3 gün yas ilan edildi.
Celladına aşık olmuşsa bir millet, / İster ezan, ister çan dinlet,
İtiraz etmiyorlarsa sürü gibi illet, / Müstehaktır ona her türlü zillet…
(Ömer Hayyam)
Ben de bugüne bir türlü anlayamadığım insanoğlunu Tanrı’ya şöyle sordum.
Tanrım nasıl yarattın bunca insanı tip, tip?
Uslarında nasıl fark yarattın ey yüce Sahip?
Hikmetinden sual olmaz ama neydi muradın?
Hepsi başka bir alem, hepsi başka bir garip…(Mehmet Özata)
5 Ekim 2022