Konsolide bütçesi devamlı açık veren ülkeler arasında resmen birinci sıradayız sanırım.

Böyle bir sıralama var mıdır bilemem ama varsa kesin liderlik koltuğundayız.

Bütçe açık, yatırımlar yanlış yapılmış, israf diz boyu halindeyse, o ülkede ne milli gelir artar, ne de enflasyon düşer.

Neden böyle bir giriş yapma ihtiyacı duydum?

Rahmetli ekonomi hocamız Prof. Dr. Sadun Aren’in “Ekonomiye Giriş” dersinden iyi not almak zordu.

İyi ki zormuş.

Onun öğretileriyle anladım ki, bizim ülkede uygulanan sistem “olsa olsa” varsayımına dayanıyor.

Oysa böyle bir ekonomi yönetimine Afrika ülkelerinde bile az rastlanır.

“Olsa olsa” metodu taş devrinde bile yoktu sanırım.

Hele piyasalardaki fiyatların bu kadar dalgalı hale geldiği bir örnek, Afganistan’da bile görülmüş değil.

“Evden çıkıp markete acele gitmelisiniz” diyen komşunuza inanın ve güvenin.

Çünkü bu tavsiye tam da gerçekleri yansıtıyor.

Asgari ücretin yüzde otuz oranında arttırılmasından sonra gittiğim markette ürün fiyatlarından sorumlular, etiket değiştirmekle meşguldüler.

Bir hafta önce aldığım ürünün de fiyatının değiştiğini görünce soramadan edemedim:

“Bu acelecilik neden ki? Daha yeni asgari ücreti maaş olarak  alan kimse yok.”

Yanıt kısa ve net:

“Biz emir kuluyuz”

Anlaşılıyor ki, buradaki ekonomik sistemin adı belli:

“Maaşlar cebe girmeden fiyatlar yukarı…”

Anlayacağınız, “Ben evden çıkıp markete gidene kadar fiyatlara zam yapılmış” diyebilirsiniz.

Ekonomi yönetimi nasıl ise…

Uygulayıcınız da odur…

Değişmez inancım şudur:

“Devleti yönetmekle, belediyeyi yönetmek aynı şey değildir.”

Dünyada örnekleri “mebzul” miktarda…

Önemli olan kişinin nerede durduğu…