Asgari Ücret Tespit Komisyonunun (AÜTK), uzun süren toplantıları sonucu, asgari ücret yıl boyu 22.104 lira olarak açıklandı. Yani mevcut asgari ücrete net yüzde 30 zam gelmiş oldu. Mevcut ekonomik tabloya bakınca, daha çok sefalet ücretini andırıyor.

Türkiye İstatistik Enstitüsü (TÜİK)’ in bastırılmış yıl sonu enflasyon oranı yüzde 46 düşünülüyor. Dünya Lideri’nin daha önceki açıklamalarında “Çalışanımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz” diyordu. Peki şimdi ezilmemiş mi oldu? Çalışanın cebinden daha zam gelmeden yüz liranın 16 lirası sormadan alındı.

Asgari ücret artışının belirlenmesinde TÜİK enflasyon verisi baz alınıyor. Oysa hane halkı bütçesinden en büyük pay gıda, kira gibi temel harcamalara ayrılıyor. Bu temel harcama kalemleri enflasyonu TÜİK’in açıkladığı enflasyonun çok çok üstünde olduğu gözüküyor. Çalışanın emeği enflasyona karşı korunamıyor.

Türk-İş, “Hayır biz bu açıklamaya katılmıyoruz. Muhalefet şerhi koyuyoruz. Talebimiz 29 bin 583 liradır ” diyerek yüzde 30 zamma itiraz ediyor. Elbette sonucu değiştiren bir şey yok. Eğer çalışanların en doğal hakları alınamıyorsa, sendikanın da alması gereken bir karar ve yaptırım gücü yok mu? Elbette var. Fakat Türk-İş rolünü oynuyor. Ne yapayım ben kabul etmedim, ama başka da yapabileceğim bir şey yok, demek istiyor. İktidara “Sen bilirsin, neylersen güzel eylersin” deyip, çalışanları işverenin ve onun temsilcisi iktidarın insafına terk ediyor.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) “Asgari ücret 33 bin TL olsun, bir ailede iki asgari ücretli çalışırsa yoksulluk sınırına yaklaşılmış olur”  demektedir.

İktidarın ve işverenlerin keyfi yerinde. Tilkiye sormuşlar; “Seni kümese bekçi yapacağız, ne dersin?”

Tilki; “Valla gülmekten konuşamayacağım” demiş. Şimdi işverenin ağzı kulaklarında. İşçiye verilen sefalet ücretinde, işverenin dediği oldu.

İktidar yandaş holdinglere ihale ettiği yol, köprü, havaalanı, şehir hastanesi gibi kurumlar için ödeme garantisi veriyor da, çalışanına, emekçisine bütün değerlerin yaratıcısı insanlara, geçim garantisi neden vermiyor acaba?

Diğer yandan çalışana zam verildi hesabıyla doğurgan zamlar tetiklendi bile. Peynirin kilosu 300 lira. Bir aylık asgari ücret 74 kilo peynir ediyor. Yani 4 teneke peynir. Diyelim ki 4 nüfuslu asgari ücretli bir aile bu parayla nasıl geçinecek? Bu mucizeyi formüle edecek bir iktisatçı henüz çıkmadı.

Türkiye’nin ana muhalefet partisi CHP asgari ücret miktarına tepki gösterdi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel “İşçilere genel grev” çağrısı yaptı. Sayın Özel ani çıkışla bir açıklama yapıyor. Özünde elbette doğru çıkışlar. Yalnız açık konuşalım arkasında durmuyor sözünün. Anayasaya Saygı Mitinginde de aynısını yaptı. “Işık yakıp söndürme” eyleminde de. Genel grev mutlak ses getirecek bir eylemdir. Hatta mutlak sonuç alacak. Sonra Anayasaya Saygı Mitingine dönmesin. CHP’nin kuru sıkı atacak lüksü yoktur.  Bu anlamda 28 Aralıkta Ankara’da yapılacak miting yerindedir. İyi hazırlanıp ses getirmesi gerekiyor.

Asgari ücret konusunda Anayasanın 49. Maddesini anımsatmak isterim.” Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için… işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır”.

Oysa açıklanan asgari ücret, Anayasa hükmü ile uyumlu olmayıp bir sefalet ücreti niteliğindedir.