2023-2024 Öğretim yılı başladı. İlk ve ortaöğretimde, anaokulları da dâhil yaklaşık 19 milyon öğrencimiz bulunuyor. Yine 208 Üniversitemizde 7 milyon dolayında öğrencimiz de eylül-ekim aylarında öğretime başlayacak.
En az son 13 yıldır üniversitelerimizde nitelik kaybı bütün hızıyla sürüyor. Kanıtı ise bu yılki yükseköğretim kurumları (YKS) sınavlarında 100 bin öğrencimiz sıfır çekmiştir. Öğrencilerin yarısı ana dilleri Türkçe ’den, diğerlerinin ise fen ve matematikten dökülmesi, temel eğitimin nitelik düzeyini gösteriyor.
Sayın Emin Çapa’nın açıkladığına göre; “Son yirmi yılda, ODTÜ dünyada 85’inci Sıradan, 801’nci sıraya; İTÜ 150’nci sıradan 850’nci, Boğaziçi 137’nci sıradan 650’nci sıraya düşmüştür”
Geçtiğimiz yıl yaklaşık 1 milyon 740 öğrenci açık öğretimdeydi. Örgün eğitim dışında kalan bu öğrencilerin bu yıl 2 milyonu bulacağı tahmin ediliyor. Bu öğrenciler okulda olamayacağına göre sanayide ucuz işgücü kaynağı ve sokakta bunları bekleyen türlü tehlikelerin malzemesi olacaklar.
Eğitimci Sayın Nazım Alpman’ın Cumhuriyet gazetesindeki verilerine göre; “Sekiz yıllık kesintisiz eğitim uygulamasından sonra on yıl öncelerine dek ilkokul düzeyinde yüzde 99’a çıkan okullaşma oranının yıl yıl yüzde 93’e inmesi, 4+4+4’ün ürünü değilse neyin ürünüdür? …Zorunlu eğitim kapsamında olduğuna göre, ortaokullarda yüzde 89, liselerde yüzde 88 olmasının anlamı nedir? …Yani anayasal suç işleniyor, ama bunun bir yaptırımı yok!” demektedir.
Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu illeri ortalamanın daha da altındadır.
Yükseköğretimde bu yıl 8 öğrenciden sadece birisi devlet yurtlarına yerleşecek. Kalan 7 öğrenci ise tarikat ve cemaatlerin kucağına itilecek. Ev kiralarının ve pahalılığın çıldırdığı dönemde yoksul aile çocuklarının ne yapacağının hesabını buyurun siz yapın.
Eğitimde sorunlar yine dağ gibi. İkili öğretim hala yüzde 20’ler düzeyinde, yine çoğu büyük kentlerde okullar yetmiyor. Derslikler yetersiz, altyapı eksik… Bunca sorunun arasında yeni Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin Karma Eğitime karşı adeta savaş açmış durumda. Çocukların beslenme sorununa, ulaşım ve yurt sorununa kafa yoran yok. Varsa yoksa amaçları karma eğitimi kaldırarak, eğitimi dincileştirme gayretleri.
“TBMM’ye taşıdığı yeni karşıdevrim çığırtkanlarına göre eğitimde asıl sorun karma eğitimdir! Onlara göre çocuklarımızı karma eğitim işkencesinden kurtarırsak her şey yoluna girecektir!”
Laik ve Demokratik Cumhuriyetin en temel ereği, laik yaşam biçimi ve bilimin öncülüğüdür. Karma eğitim 100’cü yılını kutlayacağımız Cumhuriyetin en büyük kazanımıdır. Laiklik karşıtı güçlerin, Anayasa’nın 42. Maddesini ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel kanunlarını hiçe saymasına, bu bağlamda karşı devrim denemelerine, Cumhuriyetin temel değerlerini ve demokrasiyi içselleştiren halkımız asla izin vermeyecektir. Karma eğitim kırmızı çizgimizdir. Olmazsa olmazımızdır, yeni öğretim yılında bu tür akıl ve bilim dışı, karşı devrim projelerinden, toplumun huzuru, ülkemizin esenliği, eğitimin kalitesi açısından vaz geçilmesini diliyorum.