İstanbul’da, hain terörist saldırı sonucu 37’si polis 44 vatandaşımızı şehit eden canileri ve terörün arkasındaki insanlık düşmanı tüm karanlık güçleri kınıyor, şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize sabır, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.

“Coğrafya Kaderdir!” demiş.

Kim demiş?

İbn-i Haldun!...

İbn-i Haldun kim?

Hem Timurleng’e, hem de İspanya kralına danışmanlık yapmış, günümüz sosyologlarının duayeni sayılan, Müslüman Arap alim!...

Bölgemizde akıl almaz olayların yaşandığını gördükçe; üstadın bam teline, tam bastığını düşünüyorum.

Kerbela olayı; peygamberimizin torunu Hazreti Hüseyin’in 70’ten fazla aile efradı ile İslam mensupları tarafından susuz bırakılmak gibi işkence ile şehit edilişi akıl alacak olay mı?...

Çanakkale’nin savaş yerlerini gezdiğinizde 17 yaşında bile şehit göreceksiniz.

Yeni Zelanda’dan İngilizler tarafından getirilen, gariban Anzaklar ile Anadolu’nun yurtsever çocuklarının çarpıştırılması hangi insafa sığar?...

İçimden küfretmek geliyor. On sene önce Çanakkale’yi gezerken yazdığım şiirin kıtasını hatırlıyorum;

Anzak Koyu’nda yamaç olmuş duvar

Köyünde gelmiştir çiçekli bahar

Şaşkın Anzak; ülkemde ne işin var?...

Seni getirene soramıyorum

Ona uygun sövgü bulamıyorum…

Aradan on yıl geçti, uygun küfürü hala bulamadım ve Türkçe’nin küfür kapasitesinin yetersiz olduğuna karar verdim.

*

İşe küfür arayışı ile başladık ya, küfürü hak edenler patır patır geliyor;

İkinci Dünya Savaşı bitmiş. Ortalık sütliman derken, bir de bakıyorsunuz, Stalin; Kars ve Ardahan’ı istiyor.  Ne yapacak acaba?

Dünyanın en büyük kıtası Asya’nın kuzeyini tamamen kaplamış. Kars ve Ardahan’ı istemek, bir kazan pilav sahibi iken iki pirinç tanesi daha istemek gibi bir şey.

Türkiye kendisini garantiye almak için bu yüzden NATO’ya başvuruyor ve Kore’ye 6 bine yakın askerimizi göndermeyi üstleniyoruz. En büyük zayiatı da maalesef biz veriyoruz.

Şimdi Stalin; sunturlu bir küfürü hak etmiyor mu?

NATO’dayız. Yunanlılar da NATO’da.  Kıbrıs’ta iki devlet te İngilizlerle beraber garantör. Makarios çıkıyor. EOKA diyor. Kıbrıs’ı Yunanistan’a katacak. Cinayetler vs gırla gidiyor, ama ne İngilizler ne de NATO kılını kıpırdatmıyor.

İsmet İnönü koalisyon hükümetinin başında Kıbrıs’a çıkarma hakkını kullanmak istiyor. Amerika olmaz demekle kalmıyor, “yardım olarak verdiğimiz silahları kullanamazsınız” diyor.

İnönü çok kızıyor ve ünlü, “Yeni bir dünya kurulur, o dünyada Türkiye de yerini bulur!” diyor ama Başkan Johnson’dan ünlü münasebetsizliklerle dolu mektubun gelmesi çok gecikmiyor.

Çareyi karşılıklı görüşmede arayan İnönü; Amerika’ya gidiyor. Gitmesi ile koalisyon hükümeti üyelerinin istifa edip hükümeti yıkması bir oluyor.

Küfür edilecek çoğaldı, ama bende küfür kalmadı…

Uzun bir hikayeye başlamış oldum. Bunun tamamı köşeye sığmaz. Gelecek hafta devam edelim.

En güzel günler sizlerin olsun.