Türkiye’de siyaset çıkmazdan çıkmaza sürüklenirken sosyal demokrasinin ve CHP’nin kendi içinde yaşadığı durum içler acısıdır.

AKP şark kurnazlığı ile muhalefetin aymazlığını, yanlışlarını da kullanarak, algıya dayalı yöntemlerle her konumda zeytinyağı gibi suyun üstüne çıkmayı başarıyor. CHP muhalefetinin yanlışları sadece Sayın Kılıçdaroğlu’na yıkılmaya çalışılsa da gerçekte blok olarak yönetim ekibinin işidir.

CHP’de hatalar süreklilik arz ediyor. Ana hatlarını sıralayalım, ancak bizi bugünkü çıkmazda boğuşturan CHP’nin dönüm noktalarında kalıtsal yanlışları olduğunu unutmayalım.

*Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması hataların başlangıcıydı. Bugün seçilmiş milletvekili tutuklu, meclise gelemiyor. Kendi milletvekili olması şart değil, CHP bu konuda da demokrasi adına gerekli duyarlılığı göstermiyor.

*Mühürsüz oyların kullanılmasında CHP gerekli direnci göstermedi. Hukuksuzluğa göz yumdu. İlk sarı danayı burada verdi. Hukuksuzluğa göz yumanlar yapanlardan az suçlu değildir.

*Türkiye’nin rejimi 15 Temmuz darbesinden sonra değişti. CHP Yenikapı’ya giderek rejimin değişmesine bilerek veya bilmeyerek, isterseniz acemilik deyin, bu değişme payanda oldu, meşruluk kazandırdı.

*Adalet Yürüyüşü CHP tarihinde en şanlı devinimdir. Kuşkusuz tarihseldir, adalet ve demokrasi adına saygıya değerdir. Totaliter iktidarları dut ağacı gibi sallamanın yolu, bu tür devinimlerdir. İyi bir ivme yakalamıştı, onun da sonunu getiremedi.

*Gündemden düşmüş ve artık ülkenin başörtüsü diye bir sorunu yokken, durup dururken onu gündeme getirdi. O işin asıl istismarcıları var, siz olsanız olsanız silik bir kopyası olursunuz. Haliyle fırsatçı iktidara pas verdiniz, sonra golü yiyip oturdunuz.

*Helalleşme konusu ise evlere şenlik. Ezilen, horlanan, sömürülen, katledilen, yok sayılanlar kimden helallik istiyor? Böyle saçmalık mı olur? Helallik istemek eline sağlık demektir. Suçlular kendine geldiyse helalleşir, masumlar değil.

*Üçüncü dönem cumhurbaşkanlığı adaylığı anayasayı hiçe sayılarak yapıldı. CHP buna da ses çıkarmadı. Yasaların çiğnenmesine göz yumanlar, yasaları çiğneyenlerden daha suçludur.

*CHP kendisi için yapılan iftira ve montaj kasetlere, gerekli tepkiyi göstermedi. Bunu oya çeviremedi.

*Demokrasi ve özgürlük adına ülkenin yetiştirdiği ender bir kişilik Merdan Yanardağ, yayın anında boğazlanarak hapse atılmış, CHP sadece seyretmiştir. Sade suya tirit çekerek muhalefet olmaz. CHP uyuz kaşıyor. Şimdi de Barış Pehlivan’nın suçu nedir? Elinde bir tek kalemi var. Demokrasiyi savunanlara arka çıkmıyorsan, kitlelerin umudu olan demokrat bir parti olamazsınız. Merdan Yanardağ, Can Atalay, Barış Pehlivan ve diğerleri için adalet yürüyüşü benzeri bir eylemin zamanı gelmiş geçmektedir.

*Seçimlerin ikinci turunda Ümit Özdağ ile yapılan anlaşmaya girmeyim. Bu satırların yazarı daha önce “Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı, Gözün Aydın Türkiye” diye başlık atmıştı. Öz eleştiri yapayım, utandım o anlaşmadan sonra.

*CHP ne yazık ki, sağın eskilerinde boncuk arıyor. Bir de soluna bak bakalım, asıl birliği solundaki güçlerle yapacaksın. Toplumu dalgalandıracak ivme kazandıracak güç sağda değil soldadır. Sol ülkenin namusudur, vicdanıdır. Çıkışı namus ve vicdanda aramak lazımdır

CHP Lideri Bülent Ecevit 12 Mart faşizminden çıkışı sol söylemlerle sağlamış, yüzde 42 oya ulaşmıştı. O zaman da “Ortanın solu Moskova’nın yolu” denmişti. Sağda yalan iftira bitmez. Buna rağmen yüzde 42 oy aldı.

CHP’de herkes değişim istiyor, kimse kendini değiştirmiyor. Koltuğu korumak değişimden daha tatlı geliyor. Demokrasi ve demokratik değişim için önce demokratik ilke ve ideallere, ruha sahip olmak lazım. Yoksa demokrasi, ama hangi demokrasi?