Mersin Çamlıyayla AKP İlçe Başkanı Mehmet Ali Yetiş’in, seçim propaganda konuşması vatandaşı şoke etmiş. Yetiş, “Vatan hainlerinin yanında yer almaktansa, hırsız bizim hırsızımız, biz yanında yer alırız. Yarın burayı Allah korusun kaybetme durumunda, bunun hesabını veremeyiz” demiş.
Vatan haini kim? AKP’li olmayan herkes. Ben kendi adıma Mehmet Ali Yetiş’i tebrik ediyorum. Neden derseniz? Hiç bir politikacı gerçeği bu kadar çarpıcı ve yalın anlatmadığı için. Yetiş kitabın tam ortasından konuşmuş. Eğip bükmemiş. Biz ne politikacılar gördük ‘kalbi Muaviye, ağzı Ali’ diyen. O kalbiyle, ağzı arasında eşitliği sağlamış. Herkese nasip olmaz, bravo. Ben böyle dobra adamları takdir ederim.
Günümüzde hırsıza hırsız denmiyor. O geçmişte idi. Hırsızlık; Bir kimsenin malını, görmeden alan, çalan kimse. Günümüzde ise mutasyona (değişime) uğramış haliyle, o hırsız olmuyor, bir kimsenin malını, şu ya da bu şekilde yer değiştiren kişi. Örneğin Ali’nin malı Veli’nin evine gitmiş, ne olmuş? Yani mal yer değiştirmiş oldu. Kötü algılanacak, kötümser bir durum yok. Kötü niyetli muhalifler var, kendi beceriksizliklerini başkalarına kötü algı yaratarak yaftalarlar. Zaten bu millet ne çektiyse bu kötü niyetlilerden çekti. Kendi beceriksizliklerini başkalarına çamur atarak tatmin olurlar.
Bir malın yer değiştirmesi bazı bilimsel hesaplar gerektirir. Fizik kanunları devreye girer. Hatta ünlü bilim adamı Arşimet bile işe karışabilir, karışmak ne söz, bilfiil iş ortağıdır. Yer değiştirmenin en zor şekli ağır cisimleri yukarı kaldırarak, bir yerden bir yere gitmesini sağlayarak yer değiştirme bilimine katkıda bulunmuş. Newton da işin içinde, çünkü Newton kanunlarına göre cismin hızlı ve yavaş (ivme) gitme teorisi hesaplanmış, o da yer değiştirme işine katkıda bulunmuş. Bilimsel verilerin ötesinde geriye el çabukluğu, uyanıklık gözü açıklık kalıyor ki, o da bizim işimiz demek istiyor Yetiş Bey. Dikkat edilirse “Hırsızsa bizim hırsızımız” diyor Yetiş. Yani bu Yetiş Bey, canı sağ olsun şu gerilimli günlerde de, çarşıda pazarda yüzü gerilen milletin imdadına yetişti. Birazcık sayesinde tebessüm edebildik.
Vatan hainliği konusuna gelince; Sorumsuz siyasetçiler ne kadar da kolay kullanıyorlar bu sözcüğü kendileri dışındakilere. Mazallah ülkede eğer bu kadar çok vatan haini varsa, yurtseverler gece yataklarında nasıl uyuyorlar merak ediyorum. Bu sözün leblebi çekirdek gibi kullanılmasının ölçüsü nedir? Anlayan beri gelsin. Bir zamanların en ünlü vatan haini Nazım Hikmet’ti, şimdi şiirleri dillerden düşmüyor. Yayınevleri birbiri ile yarışıyor kitaplarını basacağız diye. Anlaşılan vatan hainliği de mutasyona (değişime) uğramış. Genelde komünistlere vatan haini denirdi. Yetiş’in sözünden anladığım CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, HDP hepsi vatan haini.
Sanırım yüzleriniz gerildi, bu kadar vatan haninin içinde nasıl yaşıyoruz(!). Rahat olun ben iktidar tarafından, hatta Diyanetin başı tarafından büyük ilgi, saygı gören bir örnek vatansever göstereyim de yüzünüze azıcık kan gelsin. Fesi Püsküllü Kadir Mısırlıoğlu ve zihniyetindekiler varken sana, bana, ona yurtseverlik biraz zor düşer.
Yurtseverlik için Fesi Püsküllü’nün şu iki veciz sözü de yetmiyorsa ben daha ne deyim: “Keşke Yunan galip gelseydi” ve “Şeriat gelsin de tek, Türkiye batarsa batsın”… Bu sözlerin sahibi ülkenin en itibarlı kişisi, yurtseveri olursa…
Değerli okuyucular; Yarın güneş yeniden doğacak ve yeni bir gün başlayacak. Gününüz ışık ve aydınlık, yürüdüğünüz yol açık olsun.