Nazar değmesin, siyasette rüzgarlar muhalefet partileri yönüne doğru esmeye başladı.
Peşpeşe yapılan hatalar, siyasi gaflar, bürokrasi içinden çözülmeler, yolsuzluk dosyalarının muhalefete aktarılmaya başlaması…
Ve de Adalet Bakanı Gül’ün istifası…
Tabii beklenen, TUİK başkanının kapının önüne konmasıydı, o da oldu.
Saray yönetiminde görünen “çözülmeyi” zaaf olarak mı almak gerekir, yoksa genel seçimlerin öne alınacağı işareti mi addedilmeli?
Henüz bilemiyoruz.
Bilinen tek şey, seçimlerin zamanından önce yapılma olasılığının artmış olması.
Bu durumdan Saray yönetimi değil, bence muhalefet cephesi endişe etmeli..
Çünkü altı siyasi partiden teşekkül eden muhalefet cephesinden elle tutulur bir
Toplum sözleşmesi yok.
En başta Anayasanın ve kanunların nasıl değişeceğine ilişkin taslak metinler ortada değil.
Yani muhalefet cephesinin başta CHP kurmaylarının günlük olaylara esir olmaları ve bu kötü yönetim örnekleriyle AKP ve ortaklarını hedefe koymaları zaman kaybından başka bir şey değil.
En önemlisi, erken veya genel seçim seçimlerde HDP’nin ne yapacağı?
Tamam anladık, “Demokrasi, Diyarbakır’dan geçer “…
Bunu anlayabiliyoruz.
Ama bu geçişte HDP’nin tahminen 7 milyonu aşacak olan oyları “nereden” ve “kime” geçer…
Madem ki bir demokrasi arayışı var..
Madem ki çok partili demokratik sistem hala geçerli…
Madem ki Saray’ın surlarında gedik açıp, hemen eski sisteme döneceksiniz…
Çok partili demokratik ve laik sistem içinde HDP ile ne yapılacağı, ne türlü bir çözüm bulunacağı süratle ortaya konmalıdır.
Seçim ittifakı yapılacaksa nasıl formüle edileceği anlaşılmalı.
Gerçek olan, HDP ve seçmenleri dikkate alınmadan “Demokrasi Diyarbakır’dan geçer” sözü pek karın doyurmaz.
Üstelik HDP’ye sıcak bakmayan, hatta dışlayan İyi Parti’nin lideri ve kurmaylarının “karın”dan değil, açık açık konuştuklarını duymuyorsanız…
İşiniz zordur sayın Kılıçdaroğlu…
Çok dikkatli olmak gerekiyor bugünlerde…
Ayak izi bırakmadan “erken baskın seçim” her an gündeme düşebilir.
Bir gecede Adalet Bakanı ile TUİK başkanının, kapının önüne beklenmedik bir anda konduğu yani “out” olduğu şu günlerde…
Daha da “hazırlık” gerekir.
Benden hatırlatması…