Bazı yollar vardır, bir kez yürürsün ve bir daha asla eskisi gibi olmazsın. Bazı yerler ise dönüp dolaşıp seni tekrar çağırır. Kızılpınar, benim için tam olarak böyle bir yer oldu.

Çorum merkeze yakın, çamların altında gizli bir nefes alanı. Bu kamp alanı, doğa kulübü yönetimine ilk adım attığım yerdi. O zamanlar çantamda sadece su ve sandeviç vardı. Şimdi çantamda Çorum Doğa Kulübü ekibi ile birlikte rota planı, çadır listesi, ilkyardım çantası, yedek kafa lambası ve biraz da sorumluluk taşıyorum. Bu hafta sonu yine oradaydık. Aynı ağaçlar, aynı göl. Ama ben farklıyım.

Sabah, kamp ateşinin külleri hâlâ sıcakken, soframızda da bambaşka bir sıcaklık vardı: açık büfe kahvaltı! Kamp etkinliğimize dahil olan, ortaya kocaman bir doğa sofrası kurulmuştu. Zeytinden sucuklu yumurtaya, tahin-pekmez ikilisinden çeşit çeşit peynirlere kadar ne ararsan vardı. Ama en güzel olanı neydi biliyor musunuz? Kocaman bir semaverden alınan çayın buharıyla karışan sohbetin sıcaklığıydı. O sabah ne sadece karnımız doydu, ne de sadece midemiz şenlendi; ruhumuz da beslendi.

Yöneticilik, sadece rota çizmek değilmiş. Kamp alanında sabaha karşı uyanıp çiğ düşmeden çadırları kontrol etmekmiş. Ateşin sönüp sönmediğini uzaktan kollamakmış. Sıcak çayın yetip yetmeyeceğini hissetmekmiş. Ve en önemlisi, kimse fark etmeden her şeyin yolunda gitmesini sağlamakmış. Tunahan, Elvan, Mehmet, Ümit, Yaşar Ağabey, Gurbet ile mükemmel bir ekip, mükemmel iş çıkardı.

O yüzden bu kamp, benim için sadece bir hafta sonu değil. Başladığım noktaya dönüp, artık yürüyen değil yürüten tarafta olmanın sembolü. Ve biliyorum, her kamp biraz daha öğretiyor insana… hem doğayı hem kendini.

Son zamanlarda özellikle yurt dışında; örneğin Amerika’da yaşanan sel felaketinde kampta hayatını kaybedenler gösteriyor ki, doğa sadece güzel değil, güçlü de. Bu yüzden kamp alanı seçerken estetikten önce güvenlik önemli. Sel, heyelan ve çığ riski taşıyan yerlerden uzak durmak hem bireysel hem topluluk olarak sorumluluğumuz. Doğa bizim dostumuz ama onu hafife almak, en büyük hata olur.

Ewfwew344

📌 Kamp Notları

6-7 Temmuz Cumartesi-Pazar Kızılpınar, Çorum Merkez’e yakın. Çam gölgeleri altında, gece serin ve mat şart. Ateş başı sohbet garanti. Kamp alanı seçerken doğal afet risklerine dikkat! Akarsu yatağına yakın, eğimli, çığı tetikleyebilecek alanlardan uzak durulmalı. Önce güvenlik. Çadır altlığı ve yedek çorap unutulmasın!

Geçen İki Hafta Neden Sessizdim?

Normalde bu köşe her hafta doğadan bir iz taşır ama son iki haftadır sustum. 22 Haziran’da hafif bir sağlık sorunu nedeniyle yürüyüşe katılamadım. 28 Haziran’da ise bir başka rotadaydım; Kemal Ağabey ve Nurdan’ın hayat boyu sürecek kampına tanıklık ettim. Çadır yerine nikah masası vardı, baton yerine kalem, ama heyecan aynıydı.
Kemal Ağabey her zamanki gibi sakin, Nurdan ışıl ışıldı. Onlar öyle kıymetli, öyle zarif insanlar ki, insan orada olmaya mecbur hissediyor kendini.
Orada olmak, "bu güzel yolculuğun başında ben de vardım" diyebilmek… tarifsiz bir mutluluktu.
Kendilerine ömür boyu yan yana, doğa gibi sade ve sağlam bir hayat diliyorum. Gelinlik ve damatlık içinde birbirlerine "evet" derken, biz de içimizden "iyi ki varsınız" dedik. Dilerim yolları çamurlu değil çiçekli, kamp ateşleri bol, doğaları hep dengede olur

Bu yaz hepimize düşen en büyük sorumluluklardan biri de ormanlarımızı korumak. Ateşin sadece kamp ateşinde yanmasını, doğanın sadece kuş sesleriyle çınlamasını istiyorsak, her birimiz dikkatli olmalıyız. Sigara izmariti, cam şişe, kontrolsüz ateş… küçük bir ihmal, büyük bir yıkıma dönüşebilir.
Doğa bize gölge oluyor, nefes oluyor; biz de ona sahip çıkalım. Çünkü korumazsak, bir gün yürümek isteyeceğimiz yollar, sadece fotoğraflarda kalabilir.

Kamp gececi alanımıza gelerek güvenliğimiz için kontrol gerçekleştiren Çorum İl Jandarma Komutanlığı’na bağlı ekibe de ayrıca teşekkür ederiz. Doğada kendimizi güvende hissetmemizi sağlayan tüm emekler, bizim için çok kıymetli.

Son Olarak;

Bazen aynı rotaya tekrar yürümek gerek. Çünkü manzara aynı kalsa da, bakan göz artık değişmiştir.

Ewrewwe-2