Bu konuda çok şey yazılmakta,

Hatta söylenmektedir.

Yani bilen de konuşuyor,

Bilmeyen de.

Geçenlerde bir tanıdığımın bu görüşlerine karşı,

Atatürk’ün dinsiz olduğunu nereden biliyorsun?

Kaç tane kitap okudun?

Diye sordum.

Bana;

Atatürk’le ilgili kitap okuyamam.

Okuyacağım kitaplar için de kendime zaman kaybı sayarım.

Ancak sunu söyleyebilirim, dedi.

Bu ülkeyi kurtaran en önemli sahşiyet olması benim için önemlidir, dedi.

Bence bu görüş benim için de geçerlidir.

Ama bir gerçeği de bilmek lazım.

Neden mi?

“Gerçekler hiçbir zaman şüphelerden kötü olamaz da ondan”

Ama önce Mustafa Kemal Atatürk’ün 17 Aralık 1927 öngörüsünü iyi okumak gerekir.

“Öngörüye Bakın!

Efendiler,

Tekke ve zaviyeleri din düşmanı olduğu için değil,

Din ve devlet düşmanı oldukları,

Selçuklu ve Osmanlı’yı bu yüzden batırdıkları için yasakladık.

Çok değil,

Yüzyıla kalmadan,

Eğer bu sözlerime dikkat etmezseniz ki;

Bazı kişiler,

Bazı cemaatler bir araya gelerek bizlerin din düşmanı olduklarımızı ileri sürecek,

Sizlerin oyunu alarak başa geçecek,

Ama sıra devleti bölüşmeye geldiğinde,

Birbirlerine düşeceklerdir.

Ayrıca unutmayın ki;

O gün geldiğinde,

Her bir taraf,

Diğerlerini dinsizlikle suçlamaktan geri kalmayacaktır.”

Devamını ve detaylarını okumak isteyenler “NUTUK”un sonunu okumalıdır.

Bu öngörünün hatalı bir yanı var mı?

İşte günümüze bir bakın.

Bu tür kurumlara gidenler,

Üye olanlar askerlik yapmayacak ki (Bugün aynı görüşler hakimdir)

Bedava maaş bile alarak geçinecektir.

Bu durum hangi dine,

Hangi inanca bağlıdır.

Mustafa Kemal Atatürk:

“Benim size tek vasiyetim var: Akıl ve bilimi muktedir kılınız. Benim bilgilerim bilime aykırı ise bilimi tercih ediniz” demektedir.

Bunun için benim “Atatürk Din Düşmanı mıydı?” adlı kitabımı okumanız yeterlidir. 03.08.2022. Ankara.