Hep söyler, hep yazarım; Türk Tarihi sürecinde, en büyük kırılma noktası; Türklerin, Araplarla yollarının kesiştiği gündür.
Bir başka ifadeyle, Türklerin birliği, dirliği, güzel hasletleri ve dili; İslamiyet’in kabulüyle birlikte eriyip, yok olmaya; Türkçeye, Arapça ve Farsça egemen olmaya başlamıştır.
Türk Ulusu içinde; İslamiyet’le, Araplaşmayı birbirine karıştıran, öyle kraldan fazla kralcı Türkler(!) çıkmıştır ki; bugün yaşadığımız sıkıntıların temelinde hep bu kraldan fazla kralcılar vardır.
Türklerin birliğini ve dirliğini yok olma derecesine getiren de işte bu Arap Zihniyeti ve Arap Kültürü(!) olmuştur.
… …
Büyük Türk Ozanı Aşık Kul Nesimi de kraldan fazla bu kralcıların kadrine uğrayanlardandır.
1339-1344 yılları arasında Bağdat'ın Nesim kasabasında doğduğu; derisi yüzülerek öldürülmesinin de 1418 veya 1419 yılında olduğu tahmin edilmektedir.
Nesimi, Nesim Kasabasında doğmuş olması nedeniyle şiirlerinde çoğunlukla; “Nesimî, Seyyid, Seyyid Nesimî, Nâimî ve Hüseynî " mahlaslarını kullanmıştır.
Büyük Türk Ozanı NESİMİ, bir tarikata gider.
Azgın softalar, Nesimi'nin TÜRKÇE konuşmasından rahatsız olur. Nesimi'den ya Arapça ya da Farsça konuşmasını isterler
NESİMİ ise azgın softalara şu yanıtı verir:
“Ateş içinde biten bir gül olsa bile istemem
Arapçayı Farsçayı bilmem, bilmeyi de arzulamam
En doğru yol olarak Esirgeyen’in yolunu gözetirim
Zalimlerin boy gösterdiği yollara asla sapmam
Bir acayip derde düştüm, herkes gider kârına,
Bugün buldum, bugün yerim; yarını Tanrı bağışlar derim.
Zerrece tamahım yoktur, şu dünyanın varına
Rızkımı veren Hüdâ’dır, kula minnet eylemem
Oy Nesimi, can Nesimi; Tanrı’nın verdiğiyle yetinirken
Öte dünyada bağışlanmam için yolum Hz. Muhammed iken
Manevi ihtiyacını veren, günahlarımın üstünü örten Tanrı iken
Bu dünyadaki vekili hünkârından hiçbir şey istemem”
* * *
Oysa NESİMİ, ana dili Türkçenin dışında hem Arapça hem de Farsça bilmektedir.
Fakat küstah tarikat yobazlarına karşı Türkçenin kendisi için ne kadar önemli olduğunu göstermek için ‘Arabî Farisi dillerini bilmem ve konuşmam’ demiştir.
Anadolu başta olmak üzere pek çok Türk yurdunda, ozanlarımızın Türkçede ısrarı, Türklüğün, günümüze kadar yaşatılmasına en büyük katkıyı sunmuştur.
Nesimi, derisi yüzülerek öldürülme pahasına, DİL ASİMİLASYONUNA DİRENEN İLK TÜRK OZANIDIR
Büyük Türk Ozanı Nesimi’yi saygı ve rahmetle anıyorum.