Baktığımız şey o değildir çokluk. Görünce beliren şaşkınlığımız sıçramalı okumanın eşiği olacaktır.
II
Su 100 derecede kaynar, deniz seviyesinde elbette. Algı 100 dereceye odaklandığında akıl birden doksan dokuza tırmanan süreci düşünemez olur. Hâlbuki o 99 dizyem sürecin tırmanma yolculuğudur. Ateşin zayıflayıp da hararetin düştüğü anlar olur, ya da birilerinin ateşe su attığı…
Toplumsal süreçler laboratuvarda su kaynatma deneyine benzemez. Her toplum deniz seviyesinde değildir ki 100 derecede kaynasın. Örneğin her toplumdaki ateşin sürdürülebilir harareti, ısınma enerjisi farklıdır. Ayrıca suyu kaynatmak isteyenler olduğu gibi o ateşe su atıp söndürmek isteyenler de vardır ve olacaktır. Zıtların birliği… “Senin suyun ısındı” sözü burada hatırlanmalıdır. Anlamını kaynaklar, “kötü sona yaklaşmak veya gelmek” olarak ifade eder. Hiçbir egemen yapı kendi suyunu kaynatmak isteyenlere çiçek sunmaz.
İşte buradan anahtar-kapı benzetmesine geçebiliriz. Onlarca yıldır elinde aynı anahtarla kapıyı açmaya çalışanlar düşünmezler mi acaba bu anahtarda bir sıkıntı mı var ve/veya ev sahibi kilidi mi değiştirdi diye.
Fizik-kimya laboratuvarında teori kaynaklı kurmaca sürecin toplumsal gelişmelerle örtüşemeyeceğini düşünmek, düşünebilmek, ulusal ve uluslararası ilişkileri okumada strateji belirlemede, baş çelişme ve baş düşman saptaması ve taktik hamlelerde yanılgıyı ve yenilgiyi önlemenin temel taşıdır. Hani deriz ya ilk düğmeyi yanlış iliklemek diye.
III
An plandı
Okuyan bildiğini
Göz kırpmadan da kısa
Nasıl da uzun lâkin
Işık yıllarından
Üç heceydi görece
Muradına erenle ermeyene
IV
Ağrı-Van-Çaldıran sınırında bir yanardağ Tendürek
250 bin yılın yolcusu
1597-1657-1855’de infilak etmiş en son
Gaz, buhar çıkışını sürdüren hâlâ
Depremli patlama yapacak en diri dağ demiş Ahmet Ercan Hoca.
V
Doğa suyunu kaynatıyor milyarlarca yıldır.
An plandı / okuyan bildiğini…