Amerikan seçkinlerinin, zengin ötesi zenginlerinin, başkanlarından, ünlülerine kadar zaaflarını ortaya döken kişi Jeffrey Epstein. Olay tam anlamıyla yüzyılın skandalı denebilecek boyutta, Amerikan elitlerinin bilinmeyen yönleri ortalığa saçıldı.

“Resmen kanalizasyon patladı” yorumu yapanlar haksız değildir. Olayın neden şimdi ortalığa saçıldığı dikkatlerimizi çekiyor. Hiç kuşku yok ki bu çapta bir olayın siyasi ve istihbarat boyutlarının olmaması düşünülemez. Olay sıradan insanların akıllarının eremeyeceği, hayal bile edemeyeceği boyuttadır.

Epstein; Eşi Ghislaine Maxwell ile birlikte reşit olmayan çocukları, para, şöhret, kandırma, gerektiğinde tehditle dünyanın değişik yerlerinden topluyorlar, adalarına götürüyorlar. Sonrasındaki rezaleti anlatmama gerek yok. Kameraya aldığı kayıtları MOSSAD’a ve belki de CIA’ya da satarak çift taraflı çalıştığı iddia ediliyor. Aklımıza elbette “Türkiye’den de çocuk var mı?” sorusu geliyor. Onu da mahkemenin ilerleyen safhalarında öğreneceğiz.

Epstein Amerikan Asıllı Yahudi aileden olma bir kişi. Pedofili zaafı nedeniyle meslekten atılmış bir matematik öğretmeni aslında. Sonra bankacı, borsacı filan oluyor. Birden bire kaynağı belirsiz zenginleşme, ada satın alıp en lüks şekilde donatacak kadar. Ne hikmetse dünyanın en zengin ve makam sahibi kişileriyle al takke ver külah ilişkiler. Arkasındaki güç kimdir? Nedir? Aklımız ermiyor orasına.

Epstein, adasına gelen herkesin kaydını tutuyor. Dahası odalara yerleştirdiği gizli kameralarla her türlü rezilliği baştan sona kayıt altına alıyor. Yeri gelince de bu kayıtları şantaj olarak kullanabiliyor.

Epstein, cinsel taciz ve reşit olmayan kızları istismardan suçlu bulunuyor ve seks ticareti yapmaktan yargılanmayı beklerken intihar ettiği söyleniyor, belki de öldürüldü diyenler var.

Ortalığa saçılan haberler üzerinden olayı ancak değerlendirebiliyoruz. Derinlemesine bizim de bilmemiz ve yorum yapma olanağımız yok. Bu çapta bir olayın CIA ve MOSSAD gibi istihbarat örgütleri işe karışmadan ortaya saçılması pek olası gözükmüyor.

Herkesin sorduğu soru: “ Neden şimdi ve hangi hesap adına kanalizasyon patladı?”

Olayın dikkat çeken yanı, dünyaca tanınan ünlülerin, başkanların, yöneticilerin adının geçmesi. Bu kişilerin hataları, sapık ilişkileri, suçları var dosyada. Pedofili var, şantaj var, fuhuş var, küçük yaşta seks işçiliğine zorlanan kız çocukları ve çocuk kaçırmaya kadar her tür rezalet var.

Rezaletin içinde Eski Amerikan Başkanı Bill Clinton’dan, Trump’a, Bill Gates’e kadar kimler yok ki. Corc W Bush dışında tüm Amerikan Başkanları bu istismar adasına gitmişler. İngiliz Kraliyet Ailesinden isimler var. Sadece Amerikan başkanları değil, dünyanın her yerinden başkanlar, ünlüler, zenginler gidiyor. Marifetleri ile tanınmış adaya çekirdek çitlemeye ya da pinpon topu oynamaya gitmediler sanırım. Örneğin Clinton tam 173 defa gitmiş. Türkiye’den kimler var, henüz tam olarak bilemiyoruz. Belki mahkemenin ilerleyen safhalarında çıkar mı? Çıkmaz mı? Zaman gösterecek.

Adaya adım atan kişiler, maddi varlıkları gereği, paraya para demeyen insanlar. Görülen o ki para mutluluk getirmiyor. İnsanları çıldırtıyor, tatminsiz kılıyor. Parayı kazanırken altta kalanları eziyorlar, sömürüyorlar, hak arayınca kıyım yapıyorlar. Kazanıyorlar, harcarken de rezilliğin, ahlaksızlığın bini bir para. Dünyanın düzenini kimler bozuyor ortada.

Bu nedenle ki şimdi Amerika’da ortalık toz duman. “Yüzyılın skandalı” olarak anılan bu rezilliği, patlayan lağımı okyanusları deterjan yapsak temizler mi? Acaba.