2023 seçimlerinin rüzgarı şimdiden siyasete ve topluma hakim durumda.
Ve de 2023 seçimleri için iktidar da muhalefet de yeni bir Türkiye mesajı verir olmakta.
İşte bu nedenle, sorularla özet bir Türkiye Panoraması çizmek istedim.
Evet, 2023 seçimleriyle:
Yıllarca üç tarafı denizle çevrili, “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” der gibi, “dört tarafı düşmanla çevrili bir ülke” denildi. Yine mi denilecek?
Yani yıllarca “okyanus ötesiyle dost, komşusuyla düşman bir ülke” olundu. Yine mi olunacak?
Eğitimin ticari bir sektöre dönüştüğü sistemde, bugüne kadar olduğu gibi yine “test ile tost” arasına sıkıştırılmış bir öğrenci gençlik mi yetişecek?
Ve de gençliğimiz, sosyal medyayla cep telefonuna hapsedilmiş bir gençlik mi olacak?
* * *
Devam edelim…
Şerif Mardin “Öğretmen imama yenildi” demişti. Elbette burada öğretmen cumhuriyeti, imam muhafazakârlığı temsil anlamında idi.
İdris Küçükömer ise “Bu ülkenin sağcısı solcu, solcusu sağcı” demişti.
Bu söz de emeğin hakkını savunup emekçi ile buluşamayan için, siyasetlerin genel görünümü ve de toplumun siyasi eğiliminin görünen sonuçlarını ifade etmek için söylenmişti.
Yine böyle görüntülü bir ülke mi olunacak?
Ve de sağcılığı-solculuğu, yine literatür dışında inanç değerlerine indirgenmiş, yine inanç değerlerine hapsedilmiş bir Türkiye mi olunacak?
Ve Uğur Mumcu’nun dediği gibi, “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi” olanların siyaset yaptığı bir ülke mi olunacak?
Ve Kemal Tahir’in dediği gibi, “Bizi ters çevirirseniz Batı, Batı’yı ters çevirirseniz biz oluruz” denilen bir Türkiye mi olunacak?
Ve de Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi, “Bizde Japon ahlakı olsaydı, bakanlar kurulunda kimse kalmazdı” denilen bir ülke mi olunacak?
* * *
Evet, 2023 seçimleri sonunda:
Aydın olmanın ölçüsünü yalnız diplomaya indirgeyenler için…
Aydın kimliğini, siyasi kimliklerin amigoluğunu yapmaktan öteye geçiremeyenler için…
Ve toplumsal altüst oluşları yeteri kadar sorgulamayan aydın tipleri için…
Sakallı Celal’in “Bu kadar cehalet, ancak tahsille mümkün olur” sözü ile ifade edilen bir Türkiye mi olunacak?
Ve yine Sakallı Celal’in ülkemizdeki toplumsal duyarsızlığa, “Bu ülkede ilgililer bilgisiz, bilgililer ilgisiz” sözü ile yapılan vurgudaki gibi, duyarsızlığı giderek zayıflayan bir Türkiye mi olunacak?
* * *
Ve bu ülkenin çağdaş, demokratik bir Türkiye olmasının önünde büyük bir engel olan:
Tam 40 yıl boyunca bir cemaatin; ülkenin ordusuna, yargısına, emniyet ve istihbaratına sızarak, devletin sinir uçlarına yerleşerek, devleti teslim alacak kadar güçlenmesinde, iktidarda olanların ve tüm siyasetlerin büyük bir zafiyeti olmuştu. Ve de Cumhuriyet, kanlı bir kalkışma ile büyük bir tehlike yaşamıştı.
2023 seçimleriyle Türkiye siyaseti, yine böyle bir zafiyet mi yaşayacak?
Demokrasinin temel ölçütlerinden olan çok partili sisteme geçtiğimiz halde, iktidarın muhalefeti, muhalefetin iktidarı asla dinlemediği ve yine siyasi varlıklarını asla kabul etmediği bir Türkiye mi olunacak?
* * *
Ve de bu ülkenin siyasal ve sosyal geleceğini özellikle ilgilendiren:
Var olduğu halde yok kabul edilen…
Aslında cumhuriyetin kuruluşundan bugüne yaşanır olan…
Ve daha nereye kadar yaşanacağı bilinmeyen…
Yani Kürt Sorunu için, birlikte yaşanacak bir çözüm üretilmesi gerekirken, yokmuş gibi yine halının altına süpüren bir ülke mi olunacak?
Ve de Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana yaşadığı, Türkiye üzerinde hesabı olan küresel güçlerin istedikleri zaman kaşıdığı, yine istedikleri zaman etnik ve mezhep çatışmalarının yaşatıldığı bir ülke mi olunacak?
Yani özet olarak, 2023’ten sonra da yine büyük alt-üst oluşlara gebe bırakılan bir Türkiye mi olunacak?
Ya da gerçekten demokratik bir sistemin inşa edildiği Türkiye mi olunacak?