Bugün bu büyük bayramın yıldönümüdür.
Elbette bu toplumun tarihi 19 Mayıs 1919'da başlamamıştır. Ama büyük bir geçmişin mirası üzerine kurulan cumhuriyetin ilk kıvılcımıdır 19 Mayıs.
Ve de:
Emperyalist işgale ve sömürgeciliğe karşı verilecek savaşın, bağımsızlığa giden yolun ilk adımıdır.
Milli dayanışma, egemenlik, bağımsızlık gibi temel kavramların doğuş günüdür.
Emperyal işgale karşı yükselen direnişlerin, milli bir kuvvete dönüşme sürecinin ilk günüdür.
Atatürk’ün önderliğinde “Vatanın tamamı, milletin istiklâli tehlikededir” diyen ve “Milletin istiklâlini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” diyen iradenin “Kutsal İsyan”a dönüştüğü gündür.
Ve de Atatürk’ün ağzında ifadesini bulan, “Şimdi günün ağardığını nasıl görüyorsam, bütün doğu milletlerinin uyanışlarını öyle görüyorum” diyen büyük bir kavganın doğum günüdür.
* * *
Ancak:
19 Mayıs Türkiye'de ve Kıbrıs'ta milli bir bayram olarak kutlanırken, Yunanistan'da “Pontus Rum Soykırımı” günü olarak ilân edildiği de bilinmelidir.
Bu karar, Yunanistan Parlamentosu’nda 23 Şubat 1994 günü kabul edilmiştir.
Ve de ardından 2006 yılında, özellikle Selanik'te iki “Pontus Rum Soykırımı Anıtı” açılır.
Bu soykırım iddiası, 50 eyaletin 41'nde Ermeni Soykırımını kabul eden, 27 yerde “Ermeni Soykırım Anıtı” diken Amerika’da büyük kabul görür.
Florida, Georgia, Güney Carolina, Illinois, New Jersey, New York, Ohio, Pennsylvania, Rhode Island eyaletlerinin senatolarında hemen kabul edilir.
Ve Güney Avustralya Parlamentosu’nda da 30 Nisan 2009 günü “Pontus Rum Soykırımı” kabul edilir.
Bugünlerde NATO üyesi olmak isteyen İsveç’te ise parlamento kararıyla 2010 yılında konu daha da genişletilir, “Ermeni, Pontus, Süryani, Keldani ve Asurî soykırımı” olarak kabul edilir.
Daha da ileri gidilir, 20 Nisan 2016 günü Belçika'nın Başkenti Brüksel'de Avrupa Parlamentosu'nda, “Pontus Rum Soykırımı Sorunu” ve “Türkiye'deki Hristiyan Rumların kaderi ve İnsan Hakları” başlıklı iki konuda iki konferans düzenlenir. Konferansta ağırlıklı olarak “Pontus Rum Soykırımı” konuşulur, Cumhuriyet tarihi sorgulanır.
Ne yazık ki gerekli tepkiler gösterilmemiş ya da gösterilememiştir.
* * *
İşte bu nedenlerle milli bayramlarda, özellikle de “Anadolu İhtilali”nin ilk adımı olan 19 Mayıs kutlamalarında verilmesi gereken mesaj önemlidir.
Çünkü 19 Mayıs kutlamalarının amacı, salt bir bayram kutlamak değil yeni bir yurtsever heyecanın yaratılmasıdır.
19 Mayıs’ın, 19 Mayıs 1919’dan 19 yıl sonra, yani 1938’de bayram ilan edilmesinin de amacı budur.
Ama dini bayramlar dini duyguları, milli bayramlar milli duyguları yoğunlaştırıp toplumsal bir kaynaşmayı amaçlarken, her nedense böyle bir kaynaşma olmamış ya da olamamıştır.
Ya bayramların kutlanış biçimi bu ruhu verememiş ya da toplumsal kültürümüz ve sosyolojik nedenler bu kaynaşmayı oluşturmakta yetersiz kalmıştır.
Oysaki 19 Mayıs, “Anadolu İhtilali” ya da “Kutsal İsyan” dediğimiz emperyalizme karşı verilen “milli mücadelenin” başlangıç günüdür.
Başlangıç günüdür ve de diğer milli bayramlara giden yolun, yakılan ilk ateşidir 19 Mayıs.
68 gençliğinin de enerji kaynağı olan, işte bu ateştir.
Ve bugün olması gereken:
O gün yakılan bu ateşin yeniden yükseltilmesidir.
Ve de ülkemiz kuşatılmak istenirken, kuşatmak isteyenlere, 19 Mayıs’ın ateşiyle görkemli ve güçlü bir mesaj verilmesidir.
Bu bayram tüm halkımıza kutlu olsun.