Yüzyıla yaklaşan yaşı, günışığı kadar aydınlık beyni, dünyayı alacak kadar sevgi dolu yüreği olan ve durmadan yazıp üreterek yolumuzu aydınlatan, eğitim alanımızın ulu çınarlarından eğitimci yazar sevgili SALİM SAVCI Hocamızı 31.05.2020 günü yitirmiştik. Aradan dört yıl geçmiş.

Kim ne derse desin, Cemal Süreya’nın dediği gibi, “Her ölüm erken ölümdür!” Salim Savcı Ağabeyin yazacakları ve yapacakları bitmemişti henüz. O 96 yaşında olmasına karşın gün ışığı kadar aydınlık bir beyni, dünyayı sığdıracak kadar sevgi dolu bir yüreği vardı. Basılı 75 kitabı, basıma hazır da daha 23 taslak kitap dosyası vardı.

Salim Savcı, ilkokulu köyünde, ortaokulu Gönen’de okur. Ardından Balıkesir  İlköğretmen Okulu’nu ve Necatibey Eğitim Enstitüsünü bitirir. Yurdun çeşitli yörelerinde öğretmenlik ve yöneticilik yaptıktan sonra 1973 yılında emekli olur.

Ankara’da 1968 yılında eşinin adına kurduğu Gül Yayınevi’nin başına geçer. Sürekli üretmek, yazmak, yazdıklarını kitaplaştırarak okurlarına ulaştırmak, en büyük tutkusu ve yaşam tarzı olur. Yazmayı, yayıncılığı ile at başı yürütür. Öykü, fıkra, masal ve deneme türündeki kitaplarının dışında eğitim öğretime ilişkin kaynak ve yardımcı ders kitapları da yazar. Ders kitapları öğretmen ve öğrencileri ilgilendirir belki ama diğerleriyse her yaşta, her kesimden tüm insanlara seslenecek yapıtlardı.

Ayrıca O’nun 1977-1981 yılları arasında (5 yıl) süreyle “Çınarcık” adlı ilk turistik gazeteyi; 1984 yılından itibaren de her yıl bir sayı olarak Çorum’un ilk, ülkeninse ikinci köy gazetesi olan “Çampınar”ı 31 sayı olarak yayımladığını biliyoruz.

Yazılarını yıllardır ilgiyle izlediğim, emeğine saygı duyduğum, oldukça üretken bir eğitimci yazarımızdı. Onun yapıtları geniş bir düşünce ufkunun, sağlam bir dünya görüşünün köklü bir kültürün ürünleriydi. Dili sade, süsten, özentiden uzaktı. Türkçeyi çok güzel kullanmaktaydı. O, vefat ettiği 96 yaşına değin genç bir insanın enerjisi ve sonsuz çalışma azmiyle  üretti yapıtlarını.

Türk Dil Kurumu üyesi de olan Salim Savcı, Çorum Haber gazetesinin sürekli yazarları arasında yer aldı. Bu yazıları, Çorum Haber dışında, Osmancık’ta, Keşan’da, Yalova’da, Kütahya’da, Merzifon’da, Şebinkarahisar’da, Karaman’da, Karabük Yenice’de ve Denizli Ticaret Ekonomi gibi yurdun çeşitli yörelerindeki yerel gazetelerde de  yayımlanmış binlerce, on binlerce okura ulaşmıştır.

O bıkmadan, usanmadan toplumun her kesimi için yeni yeni yapıtlar oluşturmakta, bunları bastırıp okura sunmaktaydı. “Her kitabın yaşama açılan aydınlık bir pencere” olduğunu varsayarsak, Salim Savcı bu kitaplarıyla toplumu aydınlatma görevini yerine getirmekteydi. Çünkü kitaplar; yaşamı gerçek anlamda algılamamızı, yaşamın getirdiği zorluklara karşı daha akılcı bir yaklaşımla tavır almamızı, sorunları çözmemizi sağlamada rehberimizdir. Her kitap, insan yanımıza  bir şeyler katar, bir şeyler ekler sürekli olarak. Bunun sonucunda da duygularımızı, düşüncelerimizi törpüleyip cilalar; ruhlarımızı inceltir, bilgi ve görgümüzü artırır. Kültürümüzü de geliştirip, yaşamımızı güzelleştirir. Sonuçta, bizi biz yapar kitaplar. Salim Savcı’nın kitaplarının işlevi de buydu bizce.

Onunla her ayın ilk cumartesi günü Çekva’nın yerinde, “Sanat Dostları Toplantısı”nda buluşuyorduk.. O, vefatından bir yıl öncesine kadar Çampınar-Osmancık, Osmancık-Çorum (80 kilometre) hattını aşıp bizlerle birlikte olmaktaydı. Bir o kadar da dönüş yolu, toplam, 160 kilometre yapar. O’nun sanatsal ve kültürel birikimlerinden yararlanmak  bizler için de büyük bir mutluluktu.

Onun Ankara’dan Köyü olan Çampınar’a taşınmasından bir yıl sonra, onun çağrılısı olarak 2008 yılının haziran ayı ortalarında kendisini ziyarete gitmiştik köyüne.

Belirlenen günde, İsmet Çenesiz, Gültekin-Nesrin Ünaldı çiftiyle, Emin Küçükhüseyin, Doktor Rıfat Patır’ın arabasıyla; bizlerse; bu satırların yazarı Muzaffer Gündoğar, Selahattin Aydemir ve Kemal Özgür, Sahaf Mustafa Gökgöz’ün arabasıyla yola çıkmıştık. Böylece Çampınar köyünde buluştuk..

15 Haziran 2008 tarihinde o günü anlattığım “Kitapların Aydınlığında Bir Aydın: SALİM SAVCI” başlıklı yazımın bir bölümünde şöyle demişim:

“Oldukça sıcak bir karşılama oluyor. Salim Savcı sevecen yüreğinin tüm sıcaklığı ve içtenliğiyle kucaklıyor bizleri. Hele bir de kütüphane ortamında buluşmak, çok farklı duygularla içten içe sarıyor ve mutlu ediyordu bizleri. Salim Savcı, burada kitapların aydınlığında bir aydındı. Üç tane de kız öğrenci vardı orada. “Hoş geldiniz” diyorlar bizlere, Salim Hoca’nın yardımcıları. Kütüphane hiç boş kalmıyormuş. Öğrenciler Salim dedelerini, onun anlattıklarını ve kitaplarını çok sevmişler. Harıl harıl çalışıyor, kitap okuyorlarmış burada..

Kütüphanede yüzlerce kitap; “Okuyun bizi, aydınlanın,” dercesine ışık saçıyorlardı çevrelerine. Her bir kitap farklı açılardan yaşama açılan aydınlık pencereler değil miydi? Burada yaşama açılmış binlerce pencere vardı. Her türden kitapla donatılırken, kitap dolaplarının üst bölümleri de Atatürk posterleriyle donatılmıştı.

Salim Savcı, şöyle diyordu:

“Yazılarımı okuyan  okurlarımın  bildiği üzere,  83 yaşında köyüm olan Çampınar’a 6 Eylül 2007 günü döndüm. Boş durmadım, “Prof. Bahri Savcı Kütüphanesi”ne getirdiğim  miktarı yüksek kitapları  Çampınarlı öğrencilerin, analarının ve babalarının hizmetine sundum. Burada öğrencilere rehberlik yapıyorum. 6 Mart 2008 tarihine kadar  142 öğrenci gelip  giderek kitap okudu, anlattı. Ben de onlara; kendi yazdığım kitaplardan hediyeler verdim.”

Zamanının büyük bir bölümünü burada geçirdiğini, öğrencilerin kütüphaneden yararlanması konusunda büyük bir zevkle ve mutlulukla çalıştığını anlatıyor Salim Hoca. Rafların bir bölümünde kendi kitapları gülümsüyor okurlarına. Üç bine yakın kitap getirmiş buraya. Her gün saat 12.00-13.00 arası 14.00-17.00 arası gelenlerin kitap okumalarını sağlıyor, okuyanları da kendi yazdığı kitaplarla armağanlandırıyormuş.

Salim Savcı ülkemizde aydınlanmanın, aydınlatmanın öncülerinden birisiydi. O, ileri yaşına karşın, köyünün kütüphanesinde, yeni yetişen kuşaklara aydınlatma görevini canla başla yapıyor, rehberliğini sürdürüyordu. Ülkemizin Salim Savcı gibi aydınlara öyle çok gereksinim vardı ki. Ancak onların çoğalmasıyla, karanlıklar aydınlığa dönüşecektir. 

Onun, köyü Çampınar’a taşındıktan sonra bastırdığı kitaplarının tamamını okullara, öğrencilere ve halka parasız olarak yani bedava dağıttığını da biliyoruz.

Yaşamı boyunca eğitim yönüyle çocukların, gençlerin ve tüm toplumun aydınlatılması yönünde çaba harcayan sevgili Salim Savcı Hocamızı vefatının dördüncü yılında saygı ve rahmetle anıyor, Yüce Tanrı’dan rahmet diliyoruz. Yeri Cennet, öte dünyası aydınlık olsun, ışıklar içinde uyusun.

Salim Savci̇