Anne ve babanızda var olan sevgi anlayışı genetik yolla size de geçmiştir.

İçinizdeki sevginin gerçek bir anlama kavuşabilmesi için öğrenilmesi, uyandırılması ve uygulanması gerekir.

Bazıları sevgiyi, kendini kandırma hastalığı olarak yorumlar. Sevgi insanlara Allah’ın bir lütfu, insani değerlerin en yücesi, yaşamın tek anlamı ve hayatı canlandıran en büyük insan enerjisidir. Sabahları parkta spor yaparken herkesle selamlaşırım.

Gezdirilen bütün çocukları da dokunmadan gözlerimle severim. İçimdeki sevgiyi enerjiye dönüştürerek çocuklarla gözlerimle iletişim kurarım.

Çocuklar da benim sevgiyle bakışıma tebessümle cevap verirler, ben de mutlu olurum..

Yıllar önce çocuk arabasında gezdirilen bir çocuğu sevmeye gittiğimde çocuk arabasında sarıp sarmalanmış bir köpekle karşılaştım. Yaşlı iki insan sevimli bir köpeği çocuk arabasında gezintiye çıkarmışlardı. Çok şaşırdım ama belli etmeden “Allah bağışlasın” diyerek yanlarından ayrıldım. Zaten köpek de, sahipleri de bana yüz vermemişlerdi.

Yıllar önce her sabah parkta şarkı söyleyerek beraber yürüdüğümüz Bilsay Kadıoğlu adlı emekli Ziraat Bankası müdürü arkadaşım Allah’a yürüdü. Allah rahmet eylesin.

Biz yürürken şarkılardan hoşlanarak sürekli arkamızdan gelen bir köpek vardı.

Bir hafta sonu parkın Anfitiyatrosunda yapılan bir konserde bizim şarkı sever köpek de seyirciler arasından içeri girmişti. Yaklaşık bin kişi ilgiyle köpeği izlemeye başladı.

Köpek 10-15 dakika konseri dinledi. Sonra görevliler köpeği dışarıya yönlendirdikleri sırada köpek çevik bir hareketle sahneye atlayarak bendir çalan bir bayanın yanına oturdu.

Konserde bin kişi köpeği ilgi ve sevgiyle izlerken, koro şefi arkadaşım Caner Bakır, mikrofonu alarak “otuz beş senelik şeflik hayatımda ilk defa bir köpek koristim oldu” deyince ben ayağa kalkarak “Caner hocam, bu köpek Türk müziğini çok sever, yıllardır parkta Bilsay bey ve beni dinleyerek köpeklikten tekâmül etti ve müziksever oldu.” dedim.

Bin kişi dakikalarca şefi, koroyu, köpeği ve bizleri alkışladılar.

Köpekleri bile kemâle erdiren Klasik Türk müziği söyleyeni de, dinleyeni de yücelterek hayatımıza renk ve anlam katar.

Yıllar önce (1973) Serik lisesinde bir “Ahlak” dersinde öğrencilerime, akşam eve gittiğinizde sebepsiz olarak anne, baba ve kardeşlerinize “Sizleri çok seviyorum” deme ödevi verdim. Ertesi gün yaptığım yazılıda “Sizleri seviyorum” sözlerine karşı, anne, baba ve kardeşlerinin verdikleri cevabı yazmalarını istedim.

Yazılılara verilen cevaplar müthişti. Hepsi de ana, baba ve kardeşlerinin verdiği garip cevapları yazmıştı. Birkaç anne, baba da “Allah, Allah, çocuğum başına taş mı düştü, nereden çıktı bu sevgi duygusu?” şeklinde ilginç cevaplar vermişti.

Bundan yıllar önce meşhur Rubai üstadı Ömer Hayyam sevgiyi şöyle tarif etmiş.

Sevgiyle yoğrulmamışsa yüreğin,

Tekke de manastır da eremezsin,

Bir kez gerçekten sevdin mi dünyada,

Cennetin, cehennemin üstündesin…

BAADDİN FIKRALARI

1-Tanrı, iradesini hâkim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır. Yeryüzündeki kötü insanlar ise iradelerini hâkim kılmak için Tanrı’yı kullanırlar.

2-Reklamınız batsın. İnternette gazete, mynet’te haber okumaya çalışıyorum. Habere tıklıyorum, 2-3 dakika sonra açılıyor. Üstünde reklam spotu var, onu geçiyorum, haberi aralarına sık sık, reklam koyarak satır, satır veriyorlar.

Maalesef, reklamlarda sunulan ürünlerin yüzde doksanı da yabancı.

3-Schopenhaver, “Yarınlar hep güzel olacak” derler. Peki, bu günler dünlerin yarını değil mi?

4-Uygarlık, kadınla erkeğin birlikte yürüyebilmesiyle oluşur. İşte bu yüzden cehaletin tek korkusu daima ve hep kadındır. Çünkü, kadın ne öğrenirse daima çocuklarına onun öğretir. Bu yüzden cehalet kadının aydınlanmasını ve öğrenmesini asla istemez.

5-Televizyon ilk ve gerçek demokratik kültürdür. Herkese hitap eder ve halkın isteklerine göre şekillenir. Korkunç olan halkın istediği şeylerin bunlar olmasıdır.

6-Maalesef, televizyonlarda halkımızın büyük bir beğeniyle izlediği aşk, meşk, tecavüz, taciz, aldatma, ihanet cinayet kokan aptal diziler, en çok izlenen Recep İvedik filmleri bunlara en güzel örnektir.

7-Çocuklarınıza zengin olmayı değil, mutlu olmayı öğretin. Böylece hayatları boyunca sahip oldukları şeylerin fiyatını değil kıymetini bilirler.

8-Bugün bir İmamla dertleştik. İlk sözü, “Korona bizi mahvetti. Ölüsüne ayrı okurduk, dirisine ayrı, mevlidi vardı, hatimi vardı, namazdan sonra toplanan yardımı vardı. Şimdi çıplak maaşa kaldık dedi. Üzüldüm, zor tabii…,

22 Temmuz 2020