1930’lu yıllar. 
Yer, üzerinde yaşadığımız coğrafya.
İngiltere, asırlar boyu yaptığı gibi bu coğrafya üzerindeki emellerini gerçekleştirmek için ajanlarıyla, oyun üzerine oyun tezgâhlıyor.
Yine böyle bir an…
İngiliz general, koyunlarını otlatan çobanı bir müddet izledikten sonra, yanına yaklaşır ve “…Eğer sürüyü koruyan köpeğini öldürürsen, sana 100 sterlin vereceğim” der.
Uzun zamandır zor şartlarda yaşayan çoban için büyük paradır bu miktar.
Ancak köpeği de çok değerli cins bir köpektir.
Çobanın güvendiği tek varlıktır. Yerine göre sürüyü idare eden, sürüyü her tür tehlikeye karşı koruyan, hasta olan koyunun başında  günlerce aç susuz bekleyen, sadık bir varlıktır köpeği…
Ama önerilen para da 100 sterlin’dir.
100 Sterlin…
Çobanın düşlerinde bile görmediği, hayalini bile kuramadığı çok büyük paradır, önerilen para!
Çoban, “sadık dostum” dediği köpeğini hiç duraksamadan anında yakalayıp, generalin önüne getirir, şaşkın gözlerle kendisine bakan köpeğinin boynuna çalar bıçağı, alır parayı.
… …
Bu kez General; “Köpeğin derisini de yüzersen, 100 sterlin daha veririm” der..
Çoban yine hiç düşünmeden, duraksamadan yüzer deriyi, o parayı da alır.
… …
General; “Köpeği parçalara ayırırsan, 100 sterlin daha…” der.
İş rayından çıkmıştır artık.
Çoban, yıllardır kader birliği yaptığı köpeğini parçalara ayırır; o parayı da alır...
İşi biten general oradan ayrılırken; bu kez öneri çobandan gelir;
“100 sterlin daha verirsen, köpeğin etinden de yerim..” der.
General yanıt verir;
“Asla!. Benim amacım, değer verdiklerinize karşı yaklaşımınızı öğrenmekti. Sen para için yoldaşın, yardımcın, her bir şeyin olan köpeği feda ettin… Ben de öğrenmek istediğim şeyi öğrendim.” der.
Sonra da yanındakilere dönüp; “Bu karakterde insanlara, dilediğimiz her şeyi yaptırabiliriz, gördünüz…” der.
*    *    *
Tüm insanlık tarihi boyunca; parası olup, değeri, kişiliği olmayan insanlar; değeri olup parası olmayan insanların hayat anlayışını, benzeri yöntemlerle değiştirdi, değiştirmeye de devam ediyor.
Artık günümüzün sloganı belli.
Paranın satın alamayacağı şey yoktur.
Günümüz koşulları, insanlarımızı, ne yazık ki bu duruma getirdi.
Kişisel çıkar için insanların gözünü kırpmadan satamayacağı, bir değer kalmadı maalesef.
Ama az paraya, ama çok paraya..
Bazen paraya, bazen de makam mevkiye...
Kazanma amacıyla olur olmaz her şeylerini satanlar; aslında, neleri yitirdiklerinin ayırdına varamıyorlar o ruh halleriyle…
Kimileri de ayırdında olmalarına karşın satılamaz denen değerlerini satıyor.
Ve dahası kişiliğini, onurunu satıyor.
Demek istediğim o ki;
Günümüzde olduğu gibi sizden köpeğinizi isteyen çok olacak.
Ne köpeğinizi satın ne de başkasının köpeğine göz koyun.
Çünkü değerlerini, kişiliğini, onurunu para için satanlar, sattıkları kişinin köpeği olmaktan başka işe yaramazlar.
Paranın açamayacağı kapı yok diyenler; aslında para için her şeyi yaparım diyenlerdir...
Şöyle bir bakın çevrenize, bana hak vereceksiniz.