“Rakamlar, doğru yolu gösterir…” adlı yazımda;

“Kelime oyunlarıyla, süslü cümlelerle olayları, sulandırıp, sündürebilir; insanları aldatabilirsiniz ama işin içine rakamlar girince, bunu yapamazsınız. İki kere ikiyi, beş ettiremezsiniz. Rakamlar neyse, odur.”  demiştim.

Okurum Nagihan Hanımefendi, yazımla ilgili olarak gönderdiği iletide;  …Burası Türkiye; rakamlar, yanlış yolu da gösterir…” demiş ve eklemiş; Burada rakamları da eğip, büker; rakamları da kullanırlar. Rakamı, rakam olmaktan çıkartıp; iki kere ikiyi, beş de ettirirler, on beş de…

*   *   *

Devam etmiş;

…Siz kendiniz yazdınız, ‘Bu ülkenin eğitim düzeyi, 3,5 öğrenim yılı dediniz.

Tespitiniz, bu ülkenin çok önemli bir gerçeği idi.

Bu ülkede tüm siyaset, bu gerçek üzerine kurulur ve kurgulanır.

Eğitim düzeyi, ortalama 3,5 öğrenim yılı olan bir toplumda; her konuda kıvırıp çalkayabilir, bu uğurda da rakamları, dilediğiniz gibi, dilediğiniz şekilde kullanabilirsiniz.

AKP iktidarı da bunu yapıyor işte...

Yeri geliyor ‘dini’ kullanıyor; yeri geliyor ‘hamasi söylemleri’ kullanıyor; yeri geliyor, gıda yardımı, yakacak yardımı adı altında ‘rüşveti’ kullanıyor; yeri geliyor, rakamlarla oynayıp, ‘rakamları’ kullanıyor…

İktidarın yandaş ve candaş gazetelerindeki, çarşaf çarşaf ilanları görmüyor musunuz?

Ne diyorlar o ilanlarda?

“21 Şubat 2001’de, IMF’ye borcumuz 25,6 Milyar Dolardı; şimdi (30 Haziran 2023)  5, 617 TL…”

Doğru mu?

Doğru.

Doğru da; 21 Şubat 2001’de devletin borcu 148 Milyar Dolardı; oysa şimdi devletin borcu 5.880 milyar Dolar olarak gerçekleşmiştir.

IMF’ye olan borç bakiyemizi söyleyen İktidar, yaptığı bu astronomik borcu söylemiyor ki…

Başka ne söylüyorlar o ilanlarda?

’21 Şubat 2001’de enflasyon yüzde 68’di, şimdi yüzde 58,94…’

Doğru mu?

Doğru.

Doğru da; bu iktidardan önceki  iktidarların tümü, enflasyon oranının tespiti için; pazara iner, (yani olması gerekeni yapar) etin, peynirin, ekmeğin, şekerin, benzinin, beyaz eşyanın… gerçek fiyatlarını harmanlarlardı.

AKP iktidarı böyle yapmıyor ki. Enflasyon oranını düşük göstermek için; elbise fırçasının, barutun, kürdanın, saç tokasının, cımbızın… fiyatlarını baz alıyor.

Başka ne söylüyorlar o ilanlarda?

“21 Şubat 2001’de ihracatımız, 25 Milyar Dolardı, şimdi 114 Milyar Dolar.”

Doğru mu?

Doğru…

Doğru da bu iktidar iş başına gelene kadar, kişi başına düşen kamu borcu da 2.249 Dolardı; şimdi 5.210 Dolar… Bu gerçeği itiraf edip, dillendirmiyor ki…

Daha devam edelim mi?

Edelim.

21 Şubat 2001 tarihinde, 1 Kg ekmeğin fiyatı 1 Lira idi; şimdi 40.-TL.

21 Şubat 2001 tarihinde, 1 Kg dana etinin fiyatı 9 Lira idi; şimdi 750.-TL

21 Şubat 2001 tarihinde, simit 30 Kuruştu; şimdi 10.-TL

Bu örnekleri daha da uzatmak mümkün… İktidar bunlardan hiç söz etmiyor ki…

Bu iktidar döneminde, yılda ortalama 21.1 milyar; ayda 1 milyar 761 milyon; günde 57 milyon 918 bin; saatte 2 milyon 413 bin; dakikada 40.2 bin; saniyede de 670 dolar borç faizi ödüyoruz.

Yineliyorum; SANİYEDE… EVET SANİYEDE, 670 DOLAR BORÇ FAİZİ ÖDÜYORUZ…

İktidar verdiği çarşaf çarşaf ilanlarda, hiç bunlardan söz ediyor mu?

Yönetenlerin ağzından, hiç böyle rakamlar duyuyor musunuz?

Duymuyorsunuz.

Niye?

Çünkü AKP iktidarı, rakamları eğip, büküyor; her bir şeyi kullandığı gibi rakamları da kullanıyor.

*   *   *

Evet… Nahigan Hanımefendinin yorumu böyle…

Haklı mı?

Haklı.

Doğru, rakamları da eğip, büker; rakamların da içini oyar, boşaltırlar.

Doğru, bu iktidar, iki kere ikiyi beş de ettirir, on beş de…

 

*   *   *

Yazarın Notu. Gerçi, ben anılan yazımı kaleme alırken, olaya, çok daha farklı bir boyuttan yaklaşmıştım.  Ama Nagihan Hanımefendinin iletisinin, o kadar akıcı bir dili ve o kadar akılcı bir kurgusu vardı ki; itirazsız aktardım köşeme…

Kaleminize, aklınıza, beyninize sağlık Nagihan Hanım kardeşim.