İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler.”
“Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. Bütün fethedilmemiş gizlilikler, bilinmeyenler, ancak senin fazilet ve adâletinle gün ışığına çıkacaktır.”
“Ananı ve atanı say! Bil ki bereket, büyüklerle beraberdir.”
“Bu dünyada inancını kaybedersen, yeşilken çorak olur, çöllere dönersin.”
“Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma! Gördün, söyleme; bildin, deme! Sevildiğin yere sık gidip gelme; muhabbet ve itibarın zedelenir...”
“Şu üç kişiye; yani cahiller arasındaki âlime, zenginken fakir düşene ve hatırlı iken itibarını kaybedene acı!..”
“Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir.”
“Haklı olduğun mücadeleden korkma! Bilesin ki, atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli (korkusuz, pervasız, kahraman, gözüpek) derler.”
“En büyük zafer nefsini tanımaktır. Düşman, insanın kendisidir. Dost ise, nefsi tanıyanın kendisidir.”
Şeyh Edebali.
*
Her hatasını affettiğin, bir gülüşüyle dünyalar senin olmuşçasına sevindiren, üzeri açık kalmış mı diye uykundan uyanıp kontrol ettiğin, her zaman üzerine titrediğin insana evlat denir.
Evlat bir aileyi tamamlayan en önemli unsurdur. Çiftler çocuk sahibi oldukları zaman gerçek bir aile olduklarının bilincine varırlar. Kendilerinden başka bir varlığın sorumluluğunu üstlenmek, karşılıksız ve tanımlanamaz bir biçimde sevmek dünyaya gelen bu minik varlığın hayata kattığı anlam, eşlerin yaşamlarını ciddi olarak değiştirmektedir. Yapılan araştırmaların da ortaya koyduğu sonuç; evlat sevgisinin yerini hiçbir şeyin tutmadığıdır.
Evlat sahibi olmadan bu duygu hakkında en ufak bir hisse sahip olmanın imkânsız olduğu, tarifi pek mümkün olmayan bir sevgidir. Hani klasik bir deyişle bazı şeylerin anlatılmasının imkânsız olduğu ve ancak yaşanabilecek bir duygudur. Evlat sevgisi; anne babanın elinde olmadan büyüyen, karşılıksız, en masum, en derin, insana kendini unutturan, hayattaki bütün her şeyden önemli olanları geride bıraktırabilen sevgidir. Her insanın bir sevgi hiyerarşisi, sıralaması olur, ama evlat sevgisi bu sıralamanın dışındadır. Hadisi şerifte bile evlat kokusu, cennet kokularındandır denmiştir.
Tarifsiz bir duygudur. İlk görüşte karşılıksız aşktır. Anne-baba daha ultrason görüntülerine aşık olur, doğumuyla birlikte bu sevgi artık sizi kendine bağlar, bağımlısı olursunuz. Aklınız çıkar ona bir şey olacak diye. Gözünüzün önünde olmasını istersiniz, hep koruma gereği duyarsınız. Yanınızda olmasa bile onun sıkıntısı size malum olur. Hep onu memnun etmeye çalışırsınız, onun üzülmemesi için elinizden gelen her şeyi yaparsınız. Yemezsiniz yedirir, içmezsiniz içirir, giymezsiniz giydirirsiniz, onun için her türlü fedakârlığı yapmaya hazırsınızdır.
Kayıtsız, şartsız, koşulsuz, amasız, fakatsız tek sevgidir. Şartlar ne olursa olsun, onun için, onun mutluluğu için, onun sizden daha iyi şartlarda yaşamasını sağlamak için çalışırsınız, yaşarsınız.. nefesinizdir, havanızdır, suyunuzdur, mutluluğunuz, hatta mutsuzluğunuzdur. Bu kadar birbirine zıt duygudur. Çünkü o mutlu olduğunda siz ondan daha çok mutlu olursunuz, en ufak üzüntüsü sizin mutsuzluğunuzdur.
Evlat sevgisi insana; sevgiyi de, zorluğu da, neşeyi de, çaresizliği de, özlemi de, acizliği de sonuna kadar yaşatır. Her duanızda, Allah’a her yakarışınızda hep onun iyiliği, hep onun mutluluğu, hep onun sağlığı ve iyi gelecek, iyi yaşam temennisi vardır. Evlat, anne-baba her ikisi için de aşkın, sevginin, merhametin, acının, fedakârlığın ve sabrın sınanmasıdır.
Gözümüzün önünde olmasını istediğimiz, hep koruma gereği duyduğumuz, yanımızda olmasa bile, sıkıntısını uzaktan bize geçiren “nadide” bir çiçektir evlât!
Büyüdüğünde, seni beğenmediğinde, eleştirdiğinde, hatta üzdüğünde, içinde fırtınalar kopar, ama sığınılacak liman yine onun sevgisidir. Sen asla ona toz konduramazsın.Kırılsan da, üzülsen de, kalbin paramparça olsa da sen ona küsemezsin hiç. Bunun tek bir nedeni vardır. Sen evladını kayıtsız-koşulsuz , nedensiz seversin. Çünkü o senin yaşam nefesindir. Hep onun iyiliğini, mutluluğunu sağlığını istersin. Canı sağ olsun dersin.
Evlat canın en kıymetli yeri, sakındığın gözün, tutmaya kıyamadığın ellerin, yolda yürüdüğün ayakların, yediğin en tatlı yemeğin, içtiğin bir bardak suyun, canından öte canındır.
Evlat kokusu, Cennet kokusudur. Evlat dünyada nur, ahirette sürurdur.
Sevgili Oğlum,
İlk göz ağrım, sol yanım, anneliğimin adı Buğram’a;
Bugün bir kez daha doğum gününü kutlamak için kalbimdeki en güzel duygularla dolup taşıyorum. Yıllar önce, gözlerimin içine ilk baktığında kalbimde yepyeni bir dünya açıldı. Seninle geçirdiğim her an, hayatımın en değerli anları oldu. Bugün, senin özel günün, senin varlığın ve sevgin için şükranlarımı sunmak istiyorum. Seninle geçirdiğim her an için minnettarım ve senin gibi bir oğla sahip olduğum için gururluyum.. Seninle geçirdiğim her an, benim için değerli bir hazine oldu.
Bugün, senin yeni bir yaşa adım atacağın ve hayatının yeni bir bölümünü başlatacağın gün. Seninle birlikte büyüdüm, güldüm, ağladım ve her zaman senin yanında olmak için buradayım. Kalbimdeki sevgi hiç değişmeyecek ve hep senin yanında olacağım. Seni desteklemek, seninle birlikte başarılara koşmak ve hayatın her anında seninle gurur duymak istiyorum.
Seninle beraber birçok anı biriktirdik ve bugün de yeni anılar yaratmak için sabırsızlanıyorum. Seni ne kadar çok sevdiğimi ve ne kadar özel olduğunu ifade etmek için bu mektubu yazıyorum. Umarım bu özel günün senin için unutulmaz olur ve seninle birlikte bir ömür boyu kutlayacağımız daha nice mutlu doğum günleri geçiririz.
Seni sonsuz sevgiyle kucaklıyor, doğum gününü en içten dileklerimle kutluyorum.
20. yaşın hayırlı uğurlu olsun inşallah..
Bugün tek dileğim sağlığın..
Sevgiyle.
Annen