Cumhuriyet çocukları, bu ülkede yıllar yılı milli duygularla yetiştirildi.

Vatan, millet, bayrak sevgisi, her bir Türk vatandaşının iliklerine kadar işledi.

Milli bayramlarda, hançeremizi yırtarcasına “Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen alsancak” diye İstiklal Marşımızı, “Dağ başını duman almış” diye Gençlik Marşımızı haykırırdık. Gururdan, heyecandan yüreğimiz göğsümüze sığmazdı.

Bir yandan da, daha küçücük bir çocukken ailemizden dinimizi öğrendik, “Elhamdülillah Müslümanım” demenin huzurunu bütün benliğimizde hissettik.

Milli duygularımızla dini duygularımız birlikte oluştu ve bizi biz yapan değerlerimiz olarak kişiliğimizi biçimlendirdi.

*

İlerleyen zamanla birlikte, Atatürk ilkelerini daha da içimize sindirdik. Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmak millet olarak temel hedefimizdi. Biz de bu milletin bir bireyi olarak, bu hedefe yönelmek durumundaydık.

Elimizden geldiğince öyle yapmaya çalıştık.

Anayasamızda ifadesini bulan “laiklik” ilkesiyle, din ve devlet işleri birbirinden ayrılmıştı. Tam bir inanç ve ibadet özgürlüğü, fikir özgürlüğü, ifade özgürlüğü, kanun önünde eşitlik ve özellikle fırsat eşitliği, hukuk ve adalet, ayrıca da sosyal devlet ilkesi anayasal güvence altındaydı.

Hep bu güven duygusuyla yaşadık.

*

Bugün de anayasamızda aynı ilkeler yerli yerinde duruyor.

Ama, ne acıdır ki, kendimizi güvende hissedemiyoruz. Birlik, beraberlik, kardeşlik ifadelerimiz, çoğu kez sözde kalıyor.

Hukukun üstünlüğü deyince, eşitlik, adalet deyince şöyle bir durup düşünmek durumunda kalıyoruz.

*

Dışarıdan elbette, bizi birbirimize düşürme oyunları tezgâhlanacak, ama ya içeride sürüp giden ayrımcılıklara, ötekileştirmelere, kamplaştırmalara ne demeli?

Kötü niyet değilse bilinçsizlik değil mi bu?

*

Bir yılı daha geride bırakmaya ve seçim yılına girmeye hazırlanırken, karamsarlığımızı artıran en önemli etken, geçim sıkıntısını, ekonomik güçlükleri, terör ve mülteci belalarını da aşarak, bu işte; ortak yaşama ve kaderde, kıvançta, tasada bir olma duygumuzu kaybetmekte oluşumuz.

2023’e girerken en önemli isteğimiz, galiba “milli birlik ve beraberlik duygumuzun geri verilmesi”…

Lütfen, herkes bu çabayı göstersin!