Şükrü Tunar, Türk Musikisinde yetişmiş olan en büyük klârnet sanatkârlarından birisidir. Üslûbu, sağlam baskıları, çok ustaca kullandığı taksim tekniği, bu sazdan çıkardığı kadife gibi seslerle gerçek bir ün sağladı.
Ayrıca çok iyi bir refakat sazı idi. Zeki Müren onsuz konsere çıkmazdı.
Yaşamı: 1907 yılında Edremit’te doğdu. Yoksul bir ailenin çocuğu olduğu için, babası ile üç amcasının aynı zamanda askere alınması sonucu ailenin geçim yükü onun omuzlarına bindi. 1921 yılında İzmir’e göç ettiler.
1923’e kadar bu şehirde yaşadıktan sonra tek başına İstanbul’a geldi.
Daha 13 yaşında iken altı anahtarlı basit bir klarnet tedarik etmişti. 20 yaşına kadar bu sazı kullandı. Sonra eline geçirdiği bir nota kitabından kendi kendine nota öğrendi.
Bir süre Kadıköy’de sobacılık yaptı. Sanatını günden güne ilerleterek sayılı klarnet sanatkârları arasında girdi. Ankara ve İstanbul radyolarında çalıştı. İzmir’de bulunduğu yıllarda İzmir Musiki Cemiyeti’ne devam ederek, burada bulunan hocalardan yararlandı.
İstanbul’a geldikten sonra iki yıllık bir süre için Üsküdar Musiki Cemiyetine devam etti. Kâzım Uz’dan makam, usul ve nazariyat dersleri aldı; hocasının aracılığı ile Mehter takımına yazıldı.
Bestekârlığa askerliği sırasında 28 yaşında Uşşak makamında bestelediği şarkı ilk beste çalışması oldu:
Geçti muhabbet demi, ağla gönül yan gönül,
Ağla gönül yan gönül, mihnete katlan gönül,
Dökme sakın gözyaşı, kopmaya tufan gönül,
Ağla gönül yan gönül, mihnete katlan gönül…
Yıl 1954, Zeki Müren’in sesi İstanbul Radyosu’ndan yükselmeye başlamıştı.
Şükrü Tunar, yine bir programda klarnetiyle Zeki Müren’e eşlik ediyordu. O günlerde Zeki Müren Boğaziçi Lisesi’nde son sınıf öğrencisiydi. Şükrü Tunar:
“Bir muhabbet kuşu” isimli Uşşak şarkısını yeni bestelemişti.
Zeki Müren’i dinledikten sonra o zamanlar Topkapı’da olan Sahibini Sesi plak şirketine götürüp ilk plağını yapmasına sebep olacak sanat güneşinin doğmasına vesile olmuş ve plak Zeki Müren’in ilk plağı olarak tarihe geçmiştir.
Kalbimi bezlederim minnet-ü zevkle, dilesen,
Bir muhabbet kuşu da ben olurum sev diye sen,
Sevgilim meltemidir şimdi ruhumda esen,
Bir muhabbet kuşu da ben olurum sev diye sen…
Sonraki yıllarda da ölene kadar Zeki Müren’e klarneti ile eşlik etmiştir. 15 Temmuz 1962'de Cumhuriyet Gazinosu'nda Zeki Müren’e eşlik ederken geçirdiği bir kalp krizi sonucu sahnede öldü. Zeki Müren ölüm anını şöyle anlatıyor:
“Ve bir akşam... Sahneye çıkışımdan iki dakika sonra Kürdîlihicazkâr peşrevinin sonuna doğru sol koluma yaslanıp düştü, ruhunu teslim etti. Yılların klarnet üstadı mabedi olan sahnede can vermişti. Yeri dolmayan büyük sanatkârı kaybetmiştik.
Yeri dolmayacak çok büyük bir sanatkârdı.
Onu çocuk yaşımda Bursa'da tanımıştım. Boğaziçi Lisesi son sınıf talebesi iken bir gün beni mektepten alıp Sahibinin Sesi plak şirketine götürmüştü.
"Muhabbet Kuşu" isimli eseri ilk plağımdır.
Efendi ve ağırbaşlı insandı. Sessizdi, içine kapalı bir hali vardı. Yıllarca sahnede, hemen yanımda şarkılarımı şahane klarneti ile süsledi.
Konserlerimde beni coşturmak için elinden geleni yapardı. Hususi hayatında da, konuşmaktan çok dinlemesini seven durgun bir hali vardı.
Seyahatlerimizde bir baba, bir ağabey gibi müşfikti.”
Besteleri: Uşşak şarkıları bestelemede usta bir bestekârdı.
“Gezer dolaşırsın her an gönülde” “Öyle çektim ki cefa dilde safa niyetine”,
“Anar ömrünce gönül giden sevgilileri ”, “Canımın yoldaşı ol”, “Güller arasında seni bensiz gören olmuş” ve “Gülen yüzün solmuş sevgilim senin” tanınmış Uşşak şarkılarıdır.
Hüseyin Siret Özsever’in sözlerini yazdığı:
Geçti sevdalarla ömrüm ihtiyar oldum bugün,
Ak pak olmuş saçlarımla bî-karar oldum bugün,
Bir muhabbet neşesiyle ilkbahar oldum bugün,
Ben huzurunda yer öptüm tâcidâr oldum bugün…
Rahmetli hocamız kemani Fikret Karahan’ın çalıştırdığı Sevgi Musiki korosunun bir konserinde rahmetli Şükrü Tunar’ın “Anar ömrünce gönül giden sevgilileri” adlı şarkısını solo yapmıştım.
Bu vesileyle değerli bestekârımız Şükrü Tunar’ı sevgi, saygı ve rahmetle anarım. Ruhu şad, mekânı cennet ve devri daim olsun.