Hatay müzesindeki bir lahitten alıntı;
Duvarda yazan söz MS 65 yılında vefat eden "Seneca" isimli bir düşünüre ait.
Para iIe satın aIınan sadakat, daha fazIa para iIe de satıIır.
BaşIayan her şey biter.
Büyük bir servet, büyük bir köIeIiktir.
ÖIüm, bazen ceza, bazen bir armağan, çoğu zaman da bir Iütuftur.
Yeryüzünde gün ışığına Iayık oImayan nice insanIar vardır ama, güneş her gün yeniden doğar.
Hayatı komedi sananIar, son espriyi iyi düşünsünIer!
Yaşıyorsak, haIa umut var demektir.
Aza sahip oIan değiI, çok isteyen fakirdir.
Hayatı kaybetmekten daha acı bir şey vardır, yaşamın anIamını kaybetmek.
Unutmazsan senin, affetmezsen onun canı acıyacaktır. Unutma, affetmek ve unutmak sadece iyi insanIarın intikamıdır.
Ey hayat, senin bu kadar önemIi tutuIman öIüm sayesindedir.
Unutma ki, birIikte oIduğun insanın geçmişini kurcaIamak, onunIa kurmayı düşündüğün geIeceği yok etmekten başka bir şeye yaramaz.
İnsanIarı tanımak için onIarı sınamaktan korkmayın; çünkü kaybediImesi gerekenIer, en önce kaybediImeIidirIer.
GençIiğinde biIgi ağacını dikmeyen, yaşIıIığında rahatIayacağı bir göIge buIamaz.
Hafif acıIar konuşabiIir ama, derin acılar dilsizdir.

İLBER ORTAYLI’YA 2 ÖDÜL BİRDEN

Galatasaray Üniversitesi öğrencilerinin oylarıyla belirlenen 17. En ödülleri Üniversitede yapılan törenle sahiplerine verilmiştir.

“İnsan Geleceğini Nasıl Kurar” adlı kitabıyla “En İyi Kitap” ve “En İyi Yazar” ödüllerini alan İlber Ortaylı teşekkür konuşmasında şöyle söylemiştir.

“Hep düşünüyordum acaba bu Galatasaray Üniversitesinde anılmak için ölmek mi lazım? Neyseki gördüm, çok seviniyorum, burası başka hiçbir yere benzemez.

Hiç değişmeyen bir orijinalitesi vardır. Burada “En” lerden bahsediyoruz, en iyi ödül seçen Üniversitede Galatasaray Üniversitedir.

15 Ağustos 2014 yılında Osmancık’’lı çocukluk arkadaşlarım Ahmet Özbek, Rıfat Erdem, Mustafa Yağan ve Şeref Özçelik’le yıllar sonra Ankara’da bir lokantada buluştuk. Gece yarısına kadar iyice demlendik. Herkes o güne kadar hayatta yaşadıkları ilginç olayları bir bir sıralayarak anlatmaya başladılar.

Öylesine keyifli bir akşam yaşadık ki yıllardır unutamadım.

Bilirsiniz ben yaşadığım doyumsuz anlarımı bir dörtlükle anlatmayı çok severim.

Özbek, Erdem, Özata, Yağan ve Gırasan,

Muhabbeti demledik. kahkahalarla dün akşam,

Çocukluk günlerimizi andıkça çocuklaştık,

Asumana çıkarak başka alemlerde dolaştık…(Mehmet Özata)

Ertesi sabah otobüsle İstanbul’a geldim. Sabah Özgürlük parkında spor yaptığım arkadaşlarla buluşarak İskilip’li hemşehrimiz Erdoğan Berker’in Nihavent şarkısını söyleyerek İstanbul’da hayata tutunmaya başladım.

Bir ilkbahar sabahı güneşle uyandın mı hiç?
Çılgın gibi koşarak kırlara uzandın mı hiç ?
Bir his dolup içine uçuyorum sandın mı hiç?
Geçen günlere yazık yazık etmişsin gönül sen,
Öyle ise hiç sevmemiş sevilmemişsin gönül sen,
Geçen günlere yazık yazık etmişsin gönül sen,
Öyle ise hiç sevmemiş sevilmemişsin gönül sen…