Hz. Ali düşünce en kuvvetli etkendir. “Düşünerek hareket ederek mutlaka hakikatleri görürler” buyurmuştur.

Elinden kaçırmış olduğun bir fırsatın arkasından üzülmek; hamakat, ahmaklık ve cahilliktir. Gücün yetmeyeceğini istemek fikir hammallığı cahillik alametidir.

Caferi Sadık Hz. (On iki imamların altıncısıdır, İmam-ı Azam üvey babası ve hocasıdır) Kabe’yi tavaf ederken şu beyiti telaffuz ediyor. Yarabbi, dinimi seviyorum. Dünya lezzetleri de hoşuma gidiyor. İki sevgi arasında kaldım, diye dua ederken bu beyti tavaf eden kadınlardan birisi bunu duyuyor. R.SAV.in şu mübarek sözünü okuyor; “Din ile dünya bir erkeğin nikahında iki ortak kadın kuma gibidir. İkisini birden eşit şekilde sevmek mümkün değildir. Birini sevsen öbürü, öbürünü sevsen berikini darıltırsın. Halbuki burada adalet esastır. Dünyayı sevsen ahiretten uzaklaşır, ahireti seversen dünyadan uzaklaşırsın. Yani eşitlik sağlamak keskin kılıç gibidir, zordur.

Heva; şiddetli arzu ve istekler demektir. İyiliği yeğleyen heva ve hevesler öğülmüş, kötülüğü arzu edenler ise zarardadır.

Kendisini eğitip olgunlaştırmayan, başkalarını terbiye edemez. Onun öğüdü meyvesiz ağacı taşlamaya benzer. Başı taş, sonu boştur. Yaşamayan ilim sineye yüktür.

Alim demek bilgin ve bilgisi ile kamil, amel eden kişi demektir. R.SAV. efendimiz hazretleri; “Faydasız ilimden sana sığınırım” buyurmuştur. (Buhari Şerif)

İmam-ı Maverdi maddi ve manevi yüce adındaki islam şark klasikleri arasında önemli yeri olan Yüce Hedefler adındaki eserinde türlü çeşitli konulara ait ilmi bilgiler vermektedir. Bu cümleden olarak ilim konusunda da çok önemli bilgileri bizlere aktarmaktadır.

AKIL İLMİN KUYUSU: Okumak onun kavası, bilgi de kuyudan çekilen suyudur, demektedir.

Yunus: İlimden amacı, ilim ilim bilmektir, ilim kendini bilmektir, sen kendini biilmezsen bu nice okumaktır.

Nefsini bilmeyen, rabbini bilmez. Bedendeki 360 azanın yaratılışını bilmeyen, düşünmeyen, akıl etmeyen rabbini bilemez. Bakar ama görmez, duyar ama işitmez, hisseder ama yaşamaz. Kendisine de sonra bir hayır bulaşmaz. Yazık.

Kendisini bilen, rabbini bilir. Rabbini bilen, hayır ve şerri iyilik ve kötülüğü bilir. Şerden uzak, hayıra yakın olur. Önce nefsini, sonra aile efradını, daha sonra da toplumu, diğer insanları islaha çalışır. Kaide, kural budur, doğru yol böyledir. Kazanç ancak böyle elde edilir. Kendisine faydası olmayanın kimseye yararı olmaz. Üstelik topluma yük olur.

Özellikle bilim ve din adamları mürşit (yol göstericiler) vaizler için en geçerli yol budur. Kendisini eğitemeyen, kendisi yaşamayan, bildiğini uygulamayan, hiç kimseyi uyaramaz. Ona nefsini sonra neslini, daha sonra insanlığı uyaracaktır.

İlim son derece yüksek bir fazilet sebebidir. Gökteki süreyya yıldızı gibi yücedir. Alimler de öyledir. İlmi bilgiyi elde etmek çöl kumunda iğne aramak kadar zordur. Ama bildiği ile amel etmek çok daha zordur. Bunların önünde cehalet zordur. Tembellik, nefis ve şeytan engelleri vardır. İnsanlardaki aklı selim gücü bu engelleri aşmada en etkin güçdür. Onun içindir ki Kur’an’da defaatle ve R.SAV. onlarca kez ilmin yüceliğinden ösz etmişlerdir ve özellikle faydalı ilmin değer biçilemez bir üstünlük olduğunu bildirmişlerdir.

(SÜRECEK)