26 Ağustos, tarihimizde çok önemli bir gün…
26 Ağustos 1071’de Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan, Malazgirt’te Romen Diyojen komutasındaki Bizans ordusunu yenerek, Anadolu’nun kapılarını Türklere ardına kadar açmıştı.
Anadolu’yu bize “vatan” yapan büyük komutana ve onun kahraman askerlerine, ne kadar şükran duysak azdır.
Dolayısıyla 1071, Türk tarihinde 1453 ve 1923 gibi dönüm noktalarının başlangıç rakamı gibidir.
*
26 Ağustos 1922 ise, kutlu Büyük Taarruz’un başladığı gündür; kurtuluşa giden yolun başlangıcıdır.
Büyük Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın komutasında, Türk askerinin vatanı, milleti, bayrağı için canını ortaya koyduğu gündür.
1071’de Anadolu’nun kapıları nasıl açılmışsa, 1453’te İstanbul nasıl Türk yurdu haline getirilmişse, 30 Ağustos’ta zaferle sonuçlanacak Büyük Taarruz da, Anadolu’yu yeniden kurtarmanın onurlu ve bir o kadar da kutsal kavgasıdır.
*
Mithat Cemal Kuntay diyor ki:
“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır,
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”
Atalarımız da, 26 Ağustos’ta başlayıp 30 Ağustos’ta sonuçlanan muhteşem zaferleri ile, bu toprakları bir kez daha, bir kez daha kanlarıyla vatan yaptılar.
Al bayrağı, bir kez daha kanlarıyla boyadılar.
*
Sultan Alparslan da, Fatih Sultan Mehmet de, Gazi Mustafa Kemal Atatürk de, bu vatanı borçlu olduğumuz atalarımız.
Onları ve bu vatan uğruna canını vermiş tüm şehitlerimizi, minnetle, rahmetle, saygıyla anıyoruz.
Vatan size minnettardır.