Allah’ın kutlu resulü, Ükkaşe’ye, al kamçıyı ben sana nasıl vurmuşsam sen de bana ne fazla ve ne de noksan vurma. Hakkını al, buyurdular.

Bunun üzerine kamçıyı eline alan Ükkaşe RA. Sizin kamçınızın bana değdiğinde benim sırtım çıplaktı, deyince, R.SAV. sırtındaki gömleği başına doğru sıyırdı, buyur, vur dedi. Bu arada Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin R.A.ın gözyaşları içerisinde ileriye atıldılar.

Ükkaşe’ye, bu nasıl cüret, bu nasıl iş, işte sırtımız istediğin kadar vur ama R.SAV.e bunu yapma diye ağlaştılar. R.SAV, ey benim canlarım, oturunuz yerlerinize. Unutmayınız, hiç kimse kimsenin günahını yüklenemez. Zerre kadar hayır işleyen karşılığını alır, zerre kadar şer, kötülük yapan da cezasını kendi çeker buyurdular.

Ükkaşe RA. bu sırada elindeki kamçıyı yere attı. Ve R.SAV.in sırtındaki iki küreği arasında bulunan nübüvvet mühürünü ki kudretten Lailaheillallah, Muhammedünrrasülallah yazılı idi, tağzimle eğilerek nübüvvet mührünü öptü ve canım sana feda olsun ya resullah. Benim maksadım mübarek şehadet mührünüzü görmek ve onu öpmekti. Cehenneme haram kılınan mübarek vücuduna değen bedenimi ulu Allah yakmaz diye düşündüm dedi ve R.SAV. ey ashabım, cennetlik birini öpmek isteyen Ükkaşe’ye baksın, buyurdular...

Bu olay bize R.SAV.in kul hakkına karşı nasıl hassas olduğunu, bizlerin de hiç kimsenin insanın, hayvanın, doğanın, şahsın, ailenin, kamunun ve özelin hakkından bir zerre bile olsa üzerimize geçirmememiz gerektiğini önemle belirtmiş oluyor.

Kul hakkı denince akan sular durur. Yüce Allah’ın en büyük azabı, ödenmeden üzerinde kul hakkı ile ölenlere olur.

Unutmayınız ki, borcu olan kişilerin cenaze namazını borcu ödenmeden R.SAV. kılmamış, Hz. Ebubekir’e kıldırmıştır.

Allah dilerse kendi haklarını bağışlayabilir. Tek ümidimiz budur zaten. Ama kul haklarını ancak hak sahibi bağışlar ve bunun için ulu Allah “bana kul hakkı ile gelme” buyuruyor. Bizlerin mahşerde başımızı ağrıtacak en önemli günahlar kul haklarıdır.